ANADOLU HİSARI, TOPÇU KIŞLASI, AYASOFYA CAMİİ, TOPKAPI SARAYI

A -
A +
Halk arasındaki yaygın ismi “Anadolu Hisarı”dır. İstanbul’un Anadolu yakasına kurulu olduğu için bu isim verilmiştir. Göksu Deresi’nin Boğaziçi’ne karıştığı yerdeki tepeciğin üstündedir. Burası, Boğaz’ın iki yakasının 760 m ile birbirine en çok yaklaştığı yerdir. Hisarın oturduğu toplam saha 7 km2’dir.
Kalenin Ak Hisar, Güzelce Hisar, Yenice Hisar, gibi adları da vardır. Yıldırım Bayezıd Han tarafından Konstantiniyye’yi fethetmek için 1395’te yaptırılmıştır. Cevvaliyette yıldırımları hatırlatan Hünkâr’ın bu hisarı yaptırmaktaki maksadı, hem Karadeniz’den Bizans’a gelecek yardımlara mâni olmak ve hem de Cenevizlilerin Şarki Karadeniz kıyılarındaki kolonilerine ulaşım yolunu kesmekti.
Konstantiniyye’yi zapt etmek, Yıldırım Bayezıd Han’a müyesser olmasa da bir başka yıldırıma, Sultan Mehemmed Han’a müyesser olacak ve bu O’na “Fatih” unvanını kazandıracaktı. Bu Padişah, 1452’de Rumeli Hisarı’nı bir başka adıyla Boğazkesen Hisarı’nı inşa ettirirken tam karşı kıyıda bir mimari şaheser olarak yükselen Güzelce Hisar’a da esaslı takviyeler de yaptırdı. Bu meyanda kaleye bir perde duvar çektirdi ve önünde de tek kubbeli bir cami yükseltti.
İstanbul’un Türk’ün elinde ebedi İslamlaşmasında Rumeli ve Anadolu Hisarları birlikte vazife deruhte etmişlerdir. Kalbi iman nuruyla dolu insandan gayrısına da “gazi” demek caiz ise, bu iki hisar da gazidir.
Karadeniz veya o devirdeki deyişle Siyah Deniz de tıpkı Bahr-ı Sefid/Akdeniz gibi bir Türk Gölü olunca şimalden artık bir tehlike gelme ihtimali kalmadığı için Anadolu Hisarı ve herhâlde Rumeli Hisarı da bir savaş mevzii olma hususiyetinden uzaklaştılar.
İçinde Kur’ân okunup, mütevazı sofralarında Allah’a şükredilen hanım elli, mor salkımlı ahşap evlerin, birer uysal kedi gibi Ak Hisar’a sokulmaları ta İstanbul’un fethinden sonraki vakitlere dayanır ve buralar zamanla mahalleleşir.
Adnan Menderes, Başvekil olana dek Boğaz’ın iki yakasında da bugün bildiğimiz yollar yoktu. Zaten Osmanlı ictimai hayatında şehirli nüfus, Boğaz’ı âdeta 19. Asrın ortalarında keşfeder. O güne kadar iki yakada balıkçı köyleri vardır. Zaten şehirde menziller yek diğerinden uzaktır. Bakırköy-İstanbul, mesafesi faytonla bir buçuk saattir. Uzak semtte oturanlar, sur içini kasıtla “İstanbul’a gidiyorum” derler. Malum olduğu üzre Bizans ağzında “Stambul”, “şehre doğru” demektir.
Başvekil Adnan Menderes, iktidarının birinci yarısını arkada bırakıp 24 Eylül 1956’ya geldiğinde “İstanbul İmar Planı”nı açıklar. Bugünkü birçok cadde ve meydan, o günlerde açılır. Faydalı hizmetler yapılır ama ziyanlara da sebebiyet verilir. Zarar gören, yok olan nice eser gibi Ak Hisar da yıkımdan nasibini alır. Bir insana hançer vurulurcasına bu canım eserin tam ortasından yol geçirilir. Yarım asra yakındır buradan her geçişimizde üzülürüz. Hâlbuki İstanbul, daha evvel emsali görülmemiş bir cinnetle tahribata uğramıştı. 1935’te Fransız mimar ve şehir planlamacısı Henri Prost, Türkiye’ye davet edilmiş ve kendisine Payitaht’a müdahale etme yetkisi tanınmıştı. 1951’e kadar burada ikamet eden bu nobran adam, arkasına resmî gücü alarak İstanbul’u Müslüman Türk kimliğinden çıkarmak için hiçbir çabayı ihmal etmedi. Bu Latin barbarlığıyla sanki Fethin öcünü alıyordu Rahmetli Adnan Menderes ve ekibi evleviyetle bu tahribatı telafi etme yoluna gideceklerine başka hatalara düştüler. Bu cümleden olarak Vatan Caddesi, bir iftihar sebebi ve fakat Anadolu Hisarı da bir teessür eseridir.
Bu mevzua daha evvel de değinmiştik. AK Parti iktidarı, Ak Hisar’ın yarasını görsün isterdik. Böylesine bir yadigârın, bir müstesna eserin ortasından asfalt geçmiştir. Yolda motorlu trafik çalışmaktadır. Bu hatanın telafisi, belki Yıldırım’dan, Fatih’ten evvel Adnan Bey’in ruhunu şad edecektir.
Şükürler olsun ki hiç gündemde yokken 30 küsur yıl evvelinden başlayarak her fırsatta yazarak, konuşarak Taksim Camii’nin yapılmasına vesile olduk. Şimdi Taksim’in ortasında kubbe görünmüş, minare yükselmeye başlamıştır.
Rumeli Hisarı içindeyse cinayetler işleniyordu. Fatih Sultan Mehmed Han, fetih askeri, ibadetini eda edebilsin diye hisarın içine Ebu’l Feth Camiini, diğer adıyla Cuma Mescidi’ni yaptırmıştı.  1773 ve 1794 zelzelelerinden bu mabed de zarar gördü. Bu sarsıntıların etkisiyle zemindeki Bizans sarnıcının çökmesi üzerine yıkılan mescidden, geçen zaman içinde sadece yarım bir minare ve alınların secdeye vardığı zemin kalmıştı.
Avrupalılaşma salgınının cemiyeti veba gibi sardığı küflü uygarlık günlerinde Celal Bayar’ın talimatıyla başlayarak 15 yıl kadar öncesine kadar o zemin konser çılgınlıklarına sahne oldu. Bu mustarib mescidi de 15 yıl boyunca yazıp konuştuk. Nihayetinde bu mabed, İBB eliyle aslına, ruhuna ve cemaatine kavuştu.
Şimdi sıra Anadolu Hisarı’nda. Ancak O’nunla da bitmeyecek. Yapılması gereken bir hizmet daha var:
-Taksim Topçu Kışlası!
2013’te Kışla, camii ve bütünüyle külliye için harekete geçilmek üzereyken Gezi İsyanı patlak verip de şehirler yangın yerine dönünce öylece kalmıştı.
Mart 2019 Seçimlerine armağan olarak Güzelce Hisar eski hâline getirilmeli, Taksim Topçu Kışlası noksansız şekilde yeniden inşa edilmeli fakat bünyesinde AVM israfına yer verilmemelidir.
-Ayasofya; Ayasofya hüznünden niye söz etmiyorsun?
Dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Ayasofya’yı da 40 yılı açkın bir süredir yazıp konuşuyoruz. Daha nice dertli kimseler de yazıp konuşuyor. Artık bu saatten sonra ne Ayasofya’yı ve ne de Topkapı Sarayı Hümayunu’nu hatırlatmaya hacet vardır. Öyle umulur ki yeni nizamın devreye girdiği bu dönemde 29 Mayıs 2019’da Ayasofya Camii turiste açıldığı gibi namazını eda edecek Müslümanlara da açılır.
Topkapı Sarayı’na gelince; diğer saraylar TBMM Başkanlığı’na bağlıyken bu sultan saray, Kültür Bakanlığı’na bağlı.
29 Mayıs 2019 Günü Topkapı Sarayı doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmalıdır. Kıyas etmek elbette olmaz ama RTÜK Kültür Bakanlığı’na bağlanırken TRT Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı.
Aynı hassasiyet, 1453’ten 1856’ya kadar dünyaya hükmeden şanlı Topkapı Sarayı Hümayunu için de gösterilmelidir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.