Biber dolması ve terim budalalığı

A -
A +
Türk milleti olarak dolma konusunda ne kadar mahir olduğumuz tartışılmaz. Ama keşke bir şeylerin içini boşaltıp başka bir şeyle doldurma maharetimiz mutfakla sınırlı kalsaydı.
Bir dönem görseller öne, işitseller arkaya, bedenseller ayağa şeklinde sınıflandırmalar yapıp durduk. Sonra birden duygusal zekâya geçiş yapıp, “Bizim çocuğun duygusal zekâsı çok yüksek, o yüzden her şeye ağlıyor” kıvamına gelene kadar bu konuyu da sulandırdık. 
Öğrenci haricinde ne var ne yok merkeze doldurduktan sonra öğrenci merkezli eğitim nakaratını da unuttuk.
Şimdilerde STEM bölünerek çoğalmaya devam ediyor. STEAM, STEMA, ASTEM vs.
Flipped Classroom modelini hakikaten ters-yüz ettik. Akşam öğrencilerine, "Yarın anlatacağım konuya kitaptan çalışın da gelin" diye mesaj atan flipped model uyguluyorum diye geziyor.
Dersin son beş dakikasında deve-cüce oynatanlar edutainment çıkartmasını logonun yanına yapıştırıveriyor. 
Hazır kitlerden robot yapan "robotik eğitimde öncü okul" sloganıyla reklama çıkıyor. 3D yazıcılar 24 saat mesai yapıyor.
Eğitim seminerlerinde öğretmenler, sahnede aykırı şeyler söyleyen konuşmacıları çılgınca alkışlıyor.
Artık biraz sadeleşelim ve derinleşelim lütfen!
Çünkü biz zihniyet dönüşümü beklerken, eğitim dünyası hızla bir şov sahnesine dönüşüyor.
 
I-PHONE SERİSİYLE YARIŞAN BİR EĞİTİM SİSTEMİ
 
Eğitim dünyasında teknoloji ve pedagoji farklı huylara sahip iki kardeş gibidir. Biri hiperaktif, diğeri sakin olmalı.
Pedagoji deyince benim aklıma fazla konuşmayan, bilge ve yaşlı bir insan geliyor. Dizi sürekli sallanan, her an yeni bir öğretim modeli oluşturacakmış gibi afacan gözlerle bakan bir ergen değil…
Yasemin Allsop bir seminerde, "Biz İngiltere’de hâlâ 200 yıl önceki pedagojiyi kullanıyoruz. Türkiye'de özel okullar reklam uğruna birçok kavramı harcıyor!" demişti.
Aynen katılıyorum. Keşke harcanan sadece kavramlar olsa...
Güçlü bir eğitim geleneğine sahip milletler için en kolay yol geçmişten ilham almaktır.
Çünkü gelenek, bazılarının zannettiği gibi külleri saklamak değil, ateşi canlı tutmaktır.
 
EĞİTİM BİR FETİH MÜCADELESİDİR
 
Öğretmenin en önemli hedefi sınıftaki her öğrenciyi tanımak, anlamak ve en doğru şekilde iletişim kurabilmek olmalı. Öğrencilerine "Şşt, gözlüklü, kızım, kırmızı kazaklı sana söylüyorum" şeklinde hitap eden bir öğretmenin her şeyden önce oturup çocukların isimlerini ezberlemesi gerekir.
Çünkü doğru iletişim için ön şartlar sağlanmadan hiçbir öğretim metodu işe yaramaz. Dört işlem öğretilmeden çok bilinmeyenli denkleme geçiş yapılmaz.
Eğitim bir fetih mücadelesidir. Öğretmen önce öğrencilerin kalbini fetheder. Sonra da onlara yeni fetihlerin ufkunu kazandıracak bir perspektif sağlar.
Eğitim öğrenme iştahı ve ihtiyacı oluşturmak, merak duygusunu gıdıklamaktır. İştahsız insana padişah sofrası kursan ne yazar!
Merak, ihtiyaç ve iştah olmadan yapılan dersler, ne işe yarayacağı bilinmeyen bilgilerin sınavdan sonra unutulmak üzere ezberlenme seanslarıdır.
Daha ötesi olmaz.
Sınıfta kullandığınız teknoloji, öğretim yöntemleri ve araçları elbette önemli!
Ama eğer çukurlarla dolu bozuk bir yolda gidiyorsanız, aracınızın yüz kilometreye kaç saniyede çıktığının bir önemi kalmaz.
 
 
 
TEK KELİMELİK KAHRAMANLIK DESTANI
 
Tüm dünya görüşünü bir kişiye duyduğu nefret ekseninde oluşturan farklı meslek gruplarındaki kişilerin barış çığlıkları, tankın üzerinde “Beklemesinler” diyerek tek kelimelik kahramanlık destanı yazan askerin sesinde boğuldu.
Ve herkes diplomayla adam olunamayacağını bir kez daha öğrendi.
Bazıları için kişisel menfaatleri, bazıları içinse vatanın bölünmezliği her şeyin üstündeydi.
Yaşadık ve gördük.
Gerçek kahramanlar 15 Temmuz’da tankın altında, 21 Ocak’ta üstündeydi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.