"Kimseyi yargılamak bize düşmez..."

A -
A +
 
Nazan naif bir kız... Ben bunca yıllık tecrübelerime dayanarak insanları anlayabiliyorum.
 
Önder annesinin anlattıklarını heyecanla dinledi. Neveser Hanım sözlerini bitirdikten sonra etkisini görebilmek amacıyla oğluna baktı. Düşünceliydi Önder:
- Çok kötü şeyler yaşanmış. Bir erkek karısına, çocuğunun annesine bunu nasıl yapar, onu evladından nasıl mahrum eder, anlayabilmek mümkün değil...
Neveser Hanım boynunu büktü:
- Kimseyi yargılamak bize düşmez... Nazan naif bir kız... Son derece iyi niyetli. Ben bunca yıllık tecrübelerime dayanarak insanları anlayabiliyorum. Neler gördüm oğlum şu hayatımda, kimleri tanıdım. Ama bu kız dürüst bir kız. İyi bir kız. Şanssız sadece.
Önder gülümsedi:
- Bakıyorum Nazan Hanımla kurulan dostluk kalıcı olacağa benzer...
Neveser Hanım başını salladı:
- Zamanımızda böyle insanlara rastlanmıyor artık. Güvenilecek o kadar az insan var ki... Bilmiyorum, içimde bir şeyler kıpırdandı bu kıza karşı, biraz ablanı hatırlatıyor bana. Sanki Serap’la konuşuyormuşum gibi hissettim kendimi...
Önder sevgiyle baktı annesine. Onun hissettiklerini çok iyi anlıyordu. Saatine baktı:
- Akşam yemeği saati yaklaşıyor. Nazan Hanımla konuşup kendisine nasıl yardımcı olabilirim öğrenmek isterim...
Neveser Hanım gülümsedi:
- O zaman hazırlıklı ol. Nazan bu akşam sofraya gelecek. Kendisinde o gücü gördüğünü söyledi. Şimdi hazırlanıyor yukarıda.
Önder heyecanlanmıştı.
- Bunu bilmiyordum, zorlamasın kendisini...
Neveser Hanım başını salladı:
- Yok canım gayet iyi maşallah. Yüzüne renk geldi kızcağızın.
Nazan odasında Ayşen’in yardımıyla giyiniyordu. Neveser Hanım ona rahmetli kızının birkaç giysisini getirmişti. Ölçüleri hemen hemen aynıydı. İlk defa böyle bir şey yapıyordu ve özenle sakladığı kıyafetleri şimdiye kadar ortaya çıkartmamıştı. Kahverengi bir etek ve yeşil bir bluz giydi Nazan. Ayşen’in yardımıyla saçlarını arkaya doğru taradı. Biraz kilo vermişti. Hâlâ yorgun görünüyordu. Ayağına kahverengi bir terlik giydi. Hazırdı. Ayşen dolaptan kahverengi bir şal çıkarttı:
- Bunu da sırtınıza alın Nazan Hanım. Henüz tam iyileşmediniz. Üşümeyin.
Nazan hiç alışmadığı bir hayat tarzının içinde özenle bakılmaktan memnun gülümsedi yardımcı kıza:
- Bana çok emeğin geçti Ayşen, hakkını helal et lütfen!
            ***
Aynada bir kez daha baktı görüntüsüne. Hazırdı. Hafif bir gülümseme belirdi dudaklarında. Yavaşça odadan çıkıp merdivenlere yürüdü. İlk defa görüyordu konağın içini. Buraya geldiği ilk günden hatırında hiçbir şey kalmamıştı. Kendinde değildi çünkü. Merdivenleri yavaş yavaş indi. Ayşen salonun kapısını açtı ve kenara çekildi. Bir prenses edasıyla girdi salona. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.