"Arkadaşlarımla birlikte tatile çıkmak istiyoruz"

A -
A +
"Sana söylememiz gereken bir şey var. Daha doğrusu Elif’in bir isteği var."     Nazan sakin bir sesle cevap verdi: - Elif akıllı bir kız anne. Ona güvenmek zorundayız. Tabii son sözü Önder söyleyecek. Ama bunun problem olacağını sanmıyorum. Akşam Önder’in gelmesiyle Elif’in heyecanı daha da arttı. Yan gözle yengesine bakıyor, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Sofraya oturdukları zaman heyecandan iştah falan kalmamıştı. Sonunda Nazan gülümseyerek bir Elif’e bir de kocasına baktı... Önder kırlaşmış saçları, kemikli yüzü ve keskin bakışlarıyla eskisinden daha da yakışıklı olmuştu. O da eşi gibi biraz kilo almıştı. Karısının göz kırpmasından Elif’le ilgili bir şeyle olduğunu anlamıştı. Bir karısına bir de yeğenine baktı. Sonra başını salladı “hayrola?” der gibi. Nazan yutkundu: - Sana söylememiz gereken bir şey var. Daha doğrusu Elif’in bir isteği var. Sonra genç kıza döndü: - Evet, dayınla konuş kendin. Elif korkuyla dudaklarını ısırdı: - Dayıcığım, arkadaşlarımla birlikte bir tatile çıkmak istiyoruz. Antalya taraflarına İki hafta kadar. Önümüzdeki hafta sınavlar bitiyor. Okul kapanıyor. İzin verir misin? Önder gözlerini kıstı. Parmaklarının uçlarını birleştirerek dirseklerini masaya koydu: - Sınavların sonucu nasıl geliyor? Elif heyecanla atıldı: - Geçtim dayı. Benim bir sınavım kaldı. Ondan da geçeceğimden adım gibi eminim. Elif Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümünde okuyordu. O da yengesi gibi moda sektöründe çalışmayı seçmişti. Üçüncü sınıfa geçiyordu bu sene. Önder arkasına yaslandı: - Nereye gideceksiniz? Nasıl bir gezi yani? Elif sanki bir sınav veriyormuş gibi dikkatli ve tedirgin anlattı: - Pansiyonda falan kalalım istedik. Apart otel de olabilir. Kendi yemeğimizi kendimiz halledelim diye düşündük. Aslında çadır düşünmüştük ama olmaz... Dört kız çadırda olamayız. Hem siz istemezsiniz, hem de arkadaşların ailesi izin vermez. Önder yan gözle karısına baktı: - Antalya’daki otellerden birinde yer ayırtsaydım size. Arkadaşlarını da misafir ederdik hem. Daha rahat olmaz mıydı? Elif atıldı heyecanla: - Dayıcığım, otelleri istemiyoruz. O zaman bağlanıp kalıyorsunuz otele. Her şey dâhil diyorlar, kafamızı otelden çıkartamıyoruz. Oysa biz gezmek istiyoruz. Salaş bir lokantada yemek yemek istiyoruz. Zamanı gelince ekmek arası falan yemek istiyoruz. Yürümek istiyoruz. Oteli istemiyoruz anlayacağın. Nazan atıldı: - Aslında haklı çocuklar. Bağlanıp kalıyorsun öteki türlü. Önder gözlerini kapattı, dudaklarını ıslattı diliyle: - Tamam, ayarlayın bakalım. Sınavlar bitsin gidersiniz…             *** Elif sevinç çığlıkları atarak fırladı yerinden, önce dayısının boynuna sarıldı, onu iki yanağından öptü, ardından yengesinin kollarına atıldı. Hâlâ küçük bir kız çocuğu gibi seviniyordu. Ardından koşarak salondan çıktı. Bir an önce arkadaşlarına telefon edip haber verecekti. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.