Ben onu kollarım sen meraklanma!

A -
A +
Erenköy’deki bu muhteşem Konak’tan başka Büyük Ada’da da bir konakları vardı.
 
 
Elif salondan çıkınca suratı daha da asılan Neveser Hanım hiddetli bir sesle ortaya konuştu:
- Artık bizim lafımızı dinleyen yok ki... Ailenin büyüğü diye sayan bile yok.
Önder hemen annesine döndü:
- Ne oldu Neveser Sultan, neden bozuğuz?
Nazan ondan önce davrandı:
- Annem pek taraftar değildi gitmesine...
Önder omuzlarını kaldırdı:
- Gençler seninle benimle tatil yapmaktan hoşlanmıyor anne. Zehir oluyor böyle hep birlikte çıktıkları tatil... Ben onu kollarım sen meraklanma...
Sonra karısına döndü:
- Aslında biz de bir yerlere kaçsak fena olmayacak Nazan...
Nazan gülümsedi:
- Elimdeki kreasyonu tamamlamadan bir yere gidemem Önder. Nereden baksan bir, bir buçuk ay sürer... Bekleyeceksin çaresiz...
Önder omuzlarını kaldırdı.
- O zaman biz de Ada’ya taşınalım. Sıcaklar bastırmadan gidelim.
Erenköy’deki bu muhteşem Konak’tan başka Büyük Ada’da da bir konakları vardı. Eskiden Önder’in dedeleri zamanında yaz aylarında o konağa taşınırlardı. Daha sonraları da bu gelenek devam etmişti ama birkaç yıldır gitmiyorlardı. Neveser Hanım canlanmıştı:
- Evet, Ada’ya gidelim bu sene. Siz gelmeseniz bile ben gideyim. Burada sıkıldım. Sıcaklar da başlayacak...
Önder dudak büktü:
- Neden olmasın? Fatma Hanımla Tevfik Efendi de gelir seninle. Matmazeli de alırsın. Biz Ayşen’le idare ederiz. Olmaz mı Nazan?
Nazan omuzlarını kaldırdı:
- Hem de çok iyi olur. Hafta sonları da biz gideriz. Ben hafta arasında da giderim.
Önder Bey ellerini çırptı:
- Tamam karar verilmiştir. Yarın hemen ilgileneyim ve Ada’daki, konağı hazırlatayım. Şimdi okkalı bir kahve içmek istiyorum hanımlar. Yorgunluğum başka türlü çıkmıyor...
             ***
Elif odasındaki yatağın üzerine uzanmış cep telefonuyla konuşuyordu:
- Hiç bu kadar kolay kabul edeceğini sanmıyordum Eda... Bence yengem önceden çıtlattı dayıma. Hiç şaşırmış gibi değildi. Her neyse, tamam, gidebilirsin deyince kulaklarıma inanamadım. Anneanneme kalsa asla göndermeyecekti. Şimdi internete gireceğim ve nerelere gidebiliriz onlara bakacağım. Antalya’dan başlayıp sahil boyunca Alanya’ya kadar gidelim. Köylerde falan mola veririz. Benim arabayla gideriz. Dördümüz sığarız.
Birden durakladı:
- Dayıma arabayla gideceğimizi söylemedim. Yengeme de söylemedim. Bu problem çıkartabilir mi bilmem ama arabasız da olmaz ki... Bir şey demezler. Senin de ehliyetin var. Ortaklaşa kullanırız. Beren ve Nazlı da muavinlik yapar bize... Harika olacak biliyor musun?
Karşı tarafın da heyecanlı olduğu belliydi. Elif nefes almadan konuşuyordu:
- Neler alacağız yanımıza. Spor şeyler, fazla bir şey almayalım... Haydi kapatıyorum, Nazlı’yı da arayayım. Sen de Beren’i ara canım... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.