Genç kız ne yapacağını bilemeden feryat etti!..

A -
A +

Cip gözden kaybolmuştu bile. Nalân şaşkın bir biçimde olup biteni anlamaya çalışıyordu. 

  Nalân Maslak yoluna dönünce içten içe sevindi Hakan. Bu yol diğerine nazaran daha tenhaydı. Önünde giden cipe hayranlıkla bakıyor, bir an önce direksiyonuna oturmak için sabırsızlanıyordu. Yol iyice tenhalaşınca Hakan gaza bastı. Birkaç metre sonra Nalân’ı solladı. Bir süre daha o şekilde devam ettikten sonra aniden çaprazlamasına durdu yolda. Gelen giden yoktu. Nalân neredeyse yolu kapatmış olan arabayı görünce frene bastı ve camını açtı. O anda Hakan’la göz göze geldiler. Hakan tuhaf bir şekilde ürperdiğini hissetti. Ardından hemen toparlandı: - Affedersiniz arabamın lastiği patladı. Krikonuz var mı? Nalân dudaklarını ısırdı, bir an düşündü. Sonra cipi sağa çekip indi arabadan. Arka tarafa doğru yürüdü. Tam bagaj kapağını kaldıracaktı ki âdeta süzülerek cipin hareket ettiğini gördü. Hakan direksiyona kaşla göz arasında geçmiş ve gaza basmıştı. Genç kız ne yapacağını bilemeden feryat etti: - Nereye gidiyorsun, hey, dursana, dur diyorum! Ama cip gözden kaybolmuştu bile. Nalân şaşkın bir biçimde olup biteni anlamaya çalışıyordu. Birden yaşadığı şoktan sıyrılmayı başararak işin vahametini kavrayıp telefonuna sarılmak istedi ama çantası da arabada gitmişti. Dudakları titriyordu. Yoldaki eski model arabaya yürüdü. Aracın içinde hiçbir şey yoktu. Torpido gözüne baktı. Bagajı açıp kontrol etti. Beklemekten başka bir çaresi kalmamıştı. Bir araba sesi duyunca hemen yola fırladı. Elini kaldırarak durmasını işaret etti. Orta yaşlı bir adamdı arabayı kullanan. - Arıza mı var hanımefendi? - Arabamı çaldılar. Bu araç benim değil. Benim aracımı alıp gittiler. Lütfen yardımcı olun, bir telefon etmem lazım. Ne olur lütfen, cep telefonunuzu kullanabilir miyim? Orta yaşlı adam hemen indi arabadan, cebinden telefonu çıkartıp uzattı. Genç kız sinirleri boşanmış bir şekilde ağlamaya başlamıştı. Elleri titriyor, telefonu zapt edemiyordu. Adamcağız onun gerçekten mağdur olduğunu anlamış olacak ki yanına yaklaştı: - Gelin, şuraya oturup soluklanın biraz. Ben polisi ararım. Hemen polise durumu bildiren adam bulundukları yeri de tarif ettikten sonra yeniden Nalân’a döndü. Genç kız hâlâ ağlıyordu. - Biraz toparlanın, şimdi burada olurlar. Siz ailenize haber vermek isterseniz numarayı söyleyin ben arayayım. Nalân başını iki yana sallayarak elini uzattı. Kendisinin konuşması daha doğru olacaktı. Bir yandan hıçkırırken bir yandan da numaraları tuşluyordu...              *** Ferit Bey kahvaltısını bitirip tekrar odasına çekilmiş, kahvesini yudumlarken bir yandan da gazetelerini okumaya devam ediyordu. Uzun süredir işlerini devretmiş olduğu için genellikle vaktinin çoğunu evinde, bu odanın içinde geçirmekteydi. Faal olarak çalışmıyordu. Sadece mülklerinden gelen akar ile yatırımlarından gelen kazançlarla hayatını sürdürüyordu. Kahvesinden okkalı bir yudum almıştı ki telefonun sesiyle irkildi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.