ABD'nin önlerine attığı kemiği yalayanlar

Amerika'nın süper güç olmasının altında yatan en önemli nedenlerden biridir. Kendi sınırları içindeki hainleri anında ortadan kaldırır, başka ülkelerdeki hainleri ise besler ve büyütür.
Türkiye yıllardır bu korkunç düşüncenin ceremesini çekiyor.
On bin kilometre ötede olmasına rağmen içimizde öyle bir ağ kurmuş ki neredeyse her yere adamını yerleştirmiş. Parti, tarikat, oda, vakıf, spor kulübü, üniversite, ticari sektör, emniyet, ordu vesaire...
Hiçbirini es geçmemiş...
Son günlerde buji gibi meme yapanlara baktığımızda bu tabloyu çok daha net görüyoruz. 
Terörist seviciler âdeta zehirli mantar gibi türüyor. 
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldıramayanlar, Mehmetçik ile birlikte operasyon yapan ÖSO'ya saydırıyor. Teröristleri savunamayanlar "Savaşa hayır, barışa evet" kılıfıyla PKK'yı savunmaya çalışıyor. 
Allah aşkına...
Şöyle dönüp, adı Tabipler Odası olan kuruma bir bakın. Buradaki zevatın tıpla, sağlıkla bir ilgilerinin olduğunu kim söyleyebilir?
Adamlar, terörle mücadele eden güvenlik güçlerine hakaret etmeyi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman askerlerine "İşgalci" demeyi, terör örgütlerine omuz vermeyi kendine görev edinmiş.
Yaptıkları son açıklamaya bakın!
Açıklamada imzası olanlar resmen PKK ve onun destekçisi ABD'nin önlerine attığı kemiği yalıyor.
Mimarlar Odası deseniz, daha beter...
Devletin ve milletin yararına bir iş mi yapılacak. İlk itiraz onlardan geliyor. Köprü, havaalanı, kara yolu gibi projelere imza atmak en çok onları kahrediyor. Ülkenin bekası için bir operasyon mu yapılacak, itlerden çok onlar havlıyor. 
Şimdi başımıza bir de Furkan Vakfı çıktı...
Vakfın başında bulunan Alparslan Kuytul isimli kişi, üst aklın yeni fidanı gibi hareket ediyor. 17/25 Aralık yargı darbesine örtülü destek vererek ön plana çıktı. Rus uçağının vurulmasında Türkiye hakkındaki aşağılayıcı yorumlarıyla tekrar gündem oldu. 15 Temmuz darbe girişimini kutsamadığı kaldı.
Şimdi ise Zeytin Dalı Operasyonu ile ilgili yorumlarıyla konuşuluyor. 
ABD'ye methiyeler dizdikten sonra, "Türkiye Afrin'e girer ama çıkamaz, çünkü orada ABD var" diyerek cephedeki askerlerin moral motivasyonunu yerle bir ediyor. 
Şahsın internette yayınlanan videolarına şöyle bir göz atın lütfen...
Fetullah Gülen daha önce hangi aşamalardan geçmişse, bu yapıya mensup müritlerin de aynı yoldan geçtiğini göreceksiniz. "Alparslan Kuytul Hocaefendi'nin yaptığı son açıklama" başlıklarıyla yayınlanan videolarda gençlerin nasıl etki altına alındığına şahitlik edeceksiniz.
“Hocaefendi” denen adamın, Türkiye'deki olayları yorumlama şekli, halk üzerinde psikolojik algı oluşturma operasyonunun parçası olduğunu açık açık gösteriyor. 
FETÖ’cüler gibi Alparslan Kuytul'un da donunu atletini koklayan zehirlenmiş beyinler var mı bilemem. Ama şuna eminim. Bu yapı alttan alta çaktırmadan "Fetoş'culuk" yolunda hızla ilerleyen bir rota çiziyor.
Adamın, din tebliğinin dışında her konuda bir fikri var ve en çok merak saldığı, en çok irdelediği mesele siyaset...
Şunun altını çizerek söylüyorum. 
Tarikatlara ve cemaatlere karşı değilim. Ancak dinî vakıf veya cemaat kılıfına bürünüp, din adı altında ülkeye ve ülkeyi yöneten siyasetçilere operasyon çeken bütün yapıların dikkatle incelenmesi gerekiyor.
Memlekette önüne gelen sakal bırakıyor, hoca olup cemaat kuruyor! 
Bunların kurduğu yapılar, dini yaşanmaz hâle getirdikleri yetmiyormuş gibi ülkeyi de yaşanmaz hâle getirmeye çalışıyor.
Dinî konuları samimiyetle konuşan tarikat ve cemaatleri tenzih ederek söylüyorum. 
Dini maneviyatı sömüren bu tür vakıf, dernek ve cemaatler ivedilikle mercek altına alınmalı ve en küçük bir yamuk görülürse derhal kapatılmalı...
Yarın bir gün yeni haşhaşilerle karşılaşmadan bu soruna çözüm bulunmalı...
Mimarlar Odası ile Türk Tabipler Birliği’ne gelince…
Kendine faydası olmayanın ülkeye, millete faydası olmaz. Mimarlar Odası ülkenin sırtında bir kambur gibi duruyor. Olmasındansa olmaması daha faydalı olur düşüncesindeyim.
Tabipler Birliği mi?
Birlikte yer alan vatanperver kardeşlerimi tenzih ederim ancak hainlikte sınır tanımayan diğer tabiplerin elinden tedavi göreceğime, düşman kurşunu yemeyi tercih ederim.