CHP ve İnce’nin Tatanka hâlleri!..
20 Haziran 2018 02:00
Muharrem İnce'nin şiir kitabı herkesin dilinde. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuya şöyle bir değindi ama içeriğine fazla girmedi.
Girmek mümkün değil zaten!
Sosyal medyada dolaşırken önüme bu şiirlerden birkaç tanesi düştü. Hissettiğim tek şey, mide bulantısı oldu.
Bakmayın şiir kitabı dediğime...
Başka birinin eşine kur yapma, kâğıda kaleme gelmez erotik cümleler kurma ve inançlara sövme dışında pek bir şey yok kitapta...
Konu herkesin diline düşünce, Muharrem İnce panik hâlinde savunmaya geçti. Önce, "Ben bu kitapla memleketimdeki okula laboratuvar kurdurdum" dedi.
Yaptığı açıklama tatmin edici olmayınca ikinci bir açıklama yaptı, "Ben o kitapları parayla satmadım ki" demeye başladı.
İyi de mübarek!
Kimse kitaplardan yüksek kazanç elde ettiğini iddia etmiyor. Mevzubahis olan şey, içeriğindeki gayriahlaki cümleler ve bel altı göndermeler…
Kaldı ki geçmişte yazdığın bu kitap seni de utandırıyor.
Miting meydanlarında şarkı, türkü söyledin, halay çektin, horon teptin, imam hatipten, hafızlıktan, namazdan, niyazdan, hacdan bahsettin, ama bir tek o kitaptan bahsetmedin.
Utandırmasa, kitapta yazdığın, “Gözlerin ömrümün yarısı ve sen tanıyamadığım birinin karısı” mısralarını bağıra bağıra okurdun.
Can can yazarların “Muharrem İnce fırtınalar estiriyor” diye seni pışpışlasa da kitap meselesinden sonra yaşadığın panik seni ele veriyor.
Önceki gün söylediğin, “Ben 15 yaşımdan beri her gün cuma namazı kılarım” sözün bunun göstergesi…
Hayır, hayır, bu bir dil sürçmesi falan değil…
15 yaşından beri cuma namazı kılan biri, beynini çıkarıp bir kenara bıraksa dahi, “Ben her gün cuma namazı kılıyorum” demez, diyemez! Çünkü cuma namazından bahseden birinin dili refleks olarak “her hafta” der.
Ayrıca namaz kılmıyor olabilirsin! Sırf seçim dönemi geldi diye, inançlı kesimden birkaç oy alabilmek için tarikat şeyhi gibi görünmenin bir anlamı yok.
Yani neredeyse İmam Hatip Lisesi’ne açıktan yazılacaksın birader!
Bu ne ya!
“Arkadaş, ben buyum, isteyen oy verir, istemeyen vermez” demek çok mu zor. Ne gerek var bu kadar fırıldaklık yapmaya?
“PKK terör örgütüdür ama onların şehir yapılanması olan HDP’ye oy verelim” diye yalvarmalar. “Selahattin Demirtaş suçludur ama henüz ceza almamıştır” diye kıvırmalar. “Teröre karşıyız ama Kandil’e girmeyin” demeler. Sokak lambası gibi herkese ışık vermenin ne anlamı var?
Omurgalı olmak bu kadar mı zor arkadaş?
CHP’YE BİR HÂLLER OLDU
Amerikalılar zencileri olimpiyattan olimpiyata sever. Çünkü işin ucunda altın madalya vardır. CHP ise dindarları seçimden seçime sever, çünkü işin ucunda oy vardır.
Bu sözü çok sık kullandığımın farkındayım. Zira içinde bulunduğumuz durumu bundan daha iyi anlatabilecek bir söz yok.
Düşünsenize…
Daha önce, “İnandığınız Allah belanızı versin” diyerek inançsız olduğunu açıkça ilan eden, hatta bir oturuşta, domuzun ¼’ünü mideye indiren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun, iftar saatini huşu içinde ve dua ederek beklediğine şahit olduk.
Yok artık demeye kalmadan başka bir komedi yaşandı.
CHP Eskişehir Milletvekili Adayı Sibel Yeşildal bayramlaşma töreninde, “Bize bu bayramları armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını sizlerin huzurunda saygı ve rahmetle anıyorum" dedi.
İzlerken, “Hatırlarsanız, bayram namazı kılmayı da İsmet İnönü öğretti” diyecek diye ödüm koptu.
Şükür ki demedi!
Tam da “E, bundan fazlasını söyleyemezler artık” demişken, ortaya her zaman olduğu gibi Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
“Başörtüsü sorununu ben çözdüm. İnanmazsanız, YÖK Başkanı’na ve Abdullah Gül’e sorabilirsiniz” dedi.
Ben de Abdullah Gül’e sormak yerine açtım Google’a sordum. “Külliyen yalan” dedi ve ekledi:
1- CHP'li Mahmut Tanal, 10.10. 2013 tarihinde başörtüsü yasağının geri getirilmesi için Danıştay'a müracaat etti.
Girmek mümkün değil zaten!
Sosyal medyada dolaşırken önüme bu şiirlerden birkaç tanesi düştü. Hissettiğim tek şey, mide bulantısı oldu.
Bakmayın şiir kitabı dediğime...
Başka birinin eşine kur yapma, kâğıda kaleme gelmez erotik cümleler kurma ve inançlara sövme dışında pek bir şey yok kitapta...
Konu herkesin diline düşünce, Muharrem İnce panik hâlinde savunmaya geçti. Önce, "Ben bu kitapla memleketimdeki okula laboratuvar kurdurdum" dedi.
Yaptığı açıklama tatmin edici olmayınca ikinci bir açıklama yaptı, "Ben o kitapları parayla satmadım ki" demeye başladı.
İyi de mübarek!
Kimse kitaplardan yüksek kazanç elde ettiğini iddia etmiyor. Mevzubahis olan şey, içeriğindeki gayriahlaki cümleler ve bel altı göndermeler…
Kaldı ki geçmişte yazdığın bu kitap seni de utandırıyor.
Miting meydanlarında şarkı, türkü söyledin, halay çektin, horon teptin, imam hatipten, hafızlıktan, namazdan, niyazdan, hacdan bahsettin, ama bir tek o kitaptan bahsetmedin.
Utandırmasa, kitapta yazdığın, “Gözlerin ömrümün yarısı ve sen tanıyamadığım birinin karısı” mısralarını bağıra bağıra okurdun.
Can can yazarların “Muharrem İnce fırtınalar estiriyor” diye seni pışpışlasa da kitap meselesinden sonra yaşadığın panik seni ele veriyor.
Önceki gün söylediğin, “Ben 15 yaşımdan beri her gün cuma namazı kılarım” sözün bunun göstergesi…
Hayır, hayır, bu bir dil sürçmesi falan değil…
15 yaşından beri cuma namazı kılan biri, beynini çıkarıp bir kenara bıraksa dahi, “Ben her gün cuma namazı kılıyorum” demez, diyemez! Çünkü cuma namazından bahseden birinin dili refleks olarak “her hafta” der.
Ayrıca namaz kılmıyor olabilirsin! Sırf seçim dönemi geldi diye, inançlı kesimden birkaç oy alabilmek için tarikat şeyhi gibi görünmenin bir anlamı yok.
Yani neredeyse İmam Hatip Lisesi’ne açıktan yazılacaksın birader!
Bu ne ya!
“Arkadaş, ben buyum, isteyen oy verir, istemeyen vermez” demek çok mu zor. Ne gerek var bu kadar fırıldaklık yapmaya?
“PKK terör örgütüdür ama onların şehir yapılanması olan HDP’ye oy verelim” diye yalvarmalar. “Selahattin Demirtaş suçludur ama henüz ceza almamıştır” diye kıvırmalar. “Teröre karşıyız ama Kandil’e girmeyin” demeler. Sokak lambası gibi herkese ışık vermenin ne anlamı var?
Omurgalı olmak bu kadar mı zor arkadaş?
CHP’YE BİR HÂLLER OLDU
Amerikalılar zencileri olimpiyattan olimpiyata sever. Çünkü işin ucunda altın madalya vardır. CHP ise dindarları seçimden seçime sever, çünkü işin ucunda oy vardır.
Bu sözü çok sık kullandığımın farkındayım. Zira içinde bulunduğumuz durumu bundan daha iyi anlatabilecek bir söz yok.
Düşünsenize…
Daha önce, “İnandığınız Allah belanızı versin” diyerek inançsız olduğunu açıkça ilan eden, hatta bir oturuşta, domuzun ¼’ünü mideye indiren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun, iftar saatini huşu içinde ve dua ederek beklediğine şahit olduk.
Yok artık demeye kalmadan başka bir komedi yaşandı.
CHP Eskişehir Milletvekili Adayı Sibel Yeşildal bayramlaşma töreninde, “Bize bu bayramları armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını sizlerin huzurunda saygı ve rahmetle anıyorum" dedi.
İzlerken, “Hatırlarsanız, bayram namazı kılmayı da İsmet İnönü öğretti” diyecek diye ödüm koptu.
Şükür ki demedi!
Tam da “E, bundan fazlasını söyleyemezler artık” demişken, ortaya her zaman olduğu gibi Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
“Başörtüsü sorununu ben çözdüm. İnanmazsanız, YÖK Başkanı’na ve Abdullah Gül’e sorabilirsiniz” dedi.
Ben de Abdullah Gül’e sormak yerine açtım Google’a sordum. “Külliyen yalan” dedi ve ekledi:
1- CHP'li Mahmut Tanal, 10.10. 2013 tarihinde başörtüsü yasağının geri getirilmesi için Danıştay'a müracaat etti.
2- CHP 28.2.2008 tarihinde hükûmetin üniversitelerde başörtüsüne serbestlik sağlamasını öngördüğü Anayasa değişikliklerine karşı Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
3- Başörtüsü yasağının tekrar geri getirilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun altında Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin bizzat imzası var.
Konu dağıldı farkındayım…
CHP’nin saçmalıklarını alt alta dizince ortaya böyle bir dağınıklık çıkıyor maalesef.
Sözün özü…
Şu seçimi bir an önce atlatsak diye can atıyorum.
CHP meyhanelere…
HDP dağlara…
İyi Parti FETÖ’ye dönse…
AK Parti yeniden iktidara…
Yani herkes yerli yerine dönse ve Türkiye normalleşse artık.
Zira yaşananlardan gına geldi!..
3- Başörtüsü yasağının tekrar geri getirilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun altında Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin bizzat imzası var.
Konu dağıldı farkındayım…
CHP’nin saçmalıklarını alt alta dizince ortaya böyle bir dağınıklık çıkıyor maalesef.
Sözün özü…
Şu seçimi bir an önce atlatsak diye can atıyorum.
CHP meyhanelere…
HDP dağlara…
İyi Parti FETÖ’ye dönse…
AK Parti yeniden iktidara…
Yani herkes yerli yerine dönse ve Türkiye normalleşse artık.
Zira yaşananlardan gına geldi!..