EZBER BOZANLAR – TANSU YEĞEN

A -
A +
 
1966 İstanbul doğumlu Tansu Yeğen, 1985 yılında Alman Lisesi’nden, 1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden, 1991 yılında Marmara Üniversitesi işletme yüksek lisansından mezun olur.
1991’de Dijital şirketinde bilgi işlemde iş hayatına başlar. 1 yıl sonra bir şirkette strateji geliştirmenin, satış ve pazarlama pozisyonlarının daha değerli olduğunu düşünür ve satış bölümüne geçer. Teknoloji bilgisiyle teknoloji satışlarında fark oluşturur. Şirketin  kişisel bilgisayar devrimini görmediğini fark eder ve 1994 yılında aldığı teklifle Hewlett Packard şirketine satış ve pazarlama direktörü olarak geçer. “Bu şirkette müşteri-bayi sorunlarını dinleyip sorunlara çözüm geliştirme yeteneğimi geliştirdim” diyor Tansu Yeğen.
1998 yılında Microsoft’ta önce pazarlama, daha sonra KOBİ’ler, mağazacılık, tüketiciler ve telif haklarından sorumlu genel müdür yardımcılığı görevine getirilir. 
EZBER BOZANLAR – TANSU YEĞEN
Kariyerinin başından itibaren her çalışma yılında her yıl en az bir ödül alan Tansu Yeğen anlatıyor:
“Hiçbir zaman ödül için çalışmadım ama siz iyi bir şeyler yaptığınızda ödüller kendisi geliyor. Microsoft’ta aldığım ödüllerin en önemlisi 2000 yılında, küçük orta boy şirketlerin teknolojiye tüm alanlarla ilişkisini geliştiren Çözüm 2000 adında bir yaklaşım modeli ile aldığım, Bill Gates’in Amerika’da bir stadyumda açıkladığı birincilik ödülüydü. On bine yakın Microsoft çalışanının oyladığı yarışmada sıra birincinin açıklanmasına geldiğinde tüm stadyumda Türkiye seslerinin yankılanması çok onur vericiydi. Daha sonra bu model 10’a yakın ülkede de uygulandı...”
2005 yılında Apple IMC Türkiye’ye geçerek kariyerini başarılarla devam ettirir Yeğen. Türkiye’deki ilk Apple mağazasını açar.
2008 yılında Avrupa’nın en iyi CEO’su seçilir
2007 yılında 2 bin çalışanı ve 12 milyon abonesi olan Turkcell Ukrayna’yı yönetmek  üzere teklif alır. Bu arada Turkcell Belarus’un kurulmasında aktif rol alır. Tüm organizasyonu belirleyerek Ukrayna’daki şirkete ek olarak Belarus’a da gidip gelerek yönetim kurulunda aktif olarak yer alır. Başarıları  dünya çapında da dikkat çeken Tansu Yeğen,  2008 yılında Stevie Awards tarafından Avrupa’nın en iyi CEO’su seçilir. 2010 yılında Almanya’da Turkcell Avrupa’yı da kurar ve yönetir. Burada da tüm tarifeleri, operasyonları, eleman işe alımlarını A’dan Z’ye tüm yapıyı kendi belirler.
2011 yılında Türkiye’ye IBM’in teklifi üzerine geri döner ve danışmanlık servislerinin genel müdür görevine getirilir.
Başarılarıyla ezber bozan Tansu Yeğen Kasım 2013 yılı itibariyle Samsung Türkiye Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir. Samsung Türkiye cep telefonu ve tablet satışlarından sorumlu Tansu Yeğen, kurumsal kariyeri dışında sosyal medyanın ve özellikle Twitter’ın en aktif  ve en çok takip edilen yöneticileri arasındadır.
 EZBER BOZANLAR – TANSU YEĞEN
-Çalışma hayatınızda başarıya sizi ne götürdü?

Hayatımda beni başarıya götüren en önemli şeyler her şeye hazır olmak, içinde bulunduğum durumu iyi analiz etmek, iletişim becerilerimi geliştirmek. Başarının %85’i iletişim becerilerinin kuvvetli olmasından gelir. Okumuş olduğunuz bölüm, üniversite bir yere kadar önemli. Duruşunuz, hitap yeteneğiniz, insanlarla olan ilişkiniz, her türlü ortama iş hayatında adapte olabilmeniz başarıya giden süreçte çok önemli.
Alman Lisesi’nde 4 şey öğrendim. Benim çözeceğim sorun ne? Bu sorunla ilgili elimde hangi veriler var? Ben bunu nasıl çözmeliyim? Çözdükten sonra ben bundan ne öğrendim? Bunlar benim yaşam ilkem.
 
-Hiç pes ettiğiniz oldu mu?
 
Denemeyi ve her denemede yeni şeyler öğrenmeyi seven biriyim. Başarısızlıklarımda kendimi tebrik etmeyi çok seviyorum. Başarısızlık tecrübeleriniz olmadan hiçbir şey öğrenemezsiniz. Çok standart bir çalışma hayatınız olur. Önemli olan başarısız olmak değil, bu başarısızlıkların üstesinden gelebilmek ve dersler çıkarmaktır.
Ukrayna’da birinci haftamdı. Her şey o kadar kötüydü ki, kâr marjı -%93, çalışanların %50’si işi düzenli olarak bırakıyor, basın şirketi sürekli kötülüyor, sekiz banka şirketten borçlarını tahsil etmek istiyor, şirketin logoları, reklamları o kadar birbirinden farklı ki, hepsinin aynı şirkete ait olduğunu anlamak mümkün değil. Şirket içinde yönetsel sıkıntılar var. Kendi kendime “Ben ne yaptım? Niye buraya geldim? Tansu dibe vurdun” dedim. Ama en fazla 1 saat sürdü ve  bu sıkıntılı ruh hâlinden çıkıp 10 tane karar aldım. Hepsini teker teker yönetim kuruluna sundum ve uyguladım. Tüm çalışmalarımın sonucunda 9 ay sonra şirket kâra geçti ve tüm alanlarda çok pozitif sonuçlar gösterdi.
 
-Mühendislik eğitimi alan bir birey olarak iletişim becerilerinizi nasıl geliştirdiniz?
 
Öncelikle iletişim becerileri kuvvetli kişileri çok iyi gözlemledim. Sanatçısından, politikacısına ağızlarından çıkan her harfi nasıl kullandıklarına baktım. Şunu fark ettim; politikacılar daha duru, tane tane, yavaş ve ikna edici konuşuyorlar. Sanatçılar ise çok düzgün bir Türkçe ile konuşuyorlar ve göz temasını hiç kaybetmiyorlar.
Çok okudum. İfade etme becerisi diye bir kavram var. Bu kavramın ne manaya geldiğini anlamaya çalıştım. İletişim becerisini gerçek manada kavrayabilmek için o zamanlarda Internet yeterli bir kaynak olmadığı için yurt dışından aldığım kitaplara ciddi bir servet yatırdım.
 
-İş görüşmelerinde bir adayı sizin için farklı kılan nedir?
 
Bir ekibim var. Bu arkadaş ekibime uyabilir ve şirketimizin değerlerine de uyum sağlayabilir dediğim kişileri işe alıyorum. İletişim becerisi, kendini ifade etme yeteneği en önemli iki önceliğim. Bir de çalışma arkadaşlarıyla uyum sağlayabilir mi bunu ölçmeye çalışıyorum.  Mesela illa çok konuşkan olması gerekmez adayın. Bazen de sessiz ve içine dönük çalışma arkadaşları da arayabiliyoruz. Tamamen pozisyona ve iş tanımına göre seçim yapıyorum. Bugün ne yaptın diye sorarım. Anlatma şekline göre  bir bakıma o kişinin karakter analizini yaparım.  
Kişiye verdiğiniz iş tanımı ile o kişinin becerilerinin çakışması gerekir. Becerilerin ve potansiyelinin  altında kalan iş tanımında çalışan sıkılır. Tam tersi beceri ve potansiyeli aşan iş tanımı da çalışanı strese sokar. Bu da işe alırken bir yöneticinin çok iyi analiz etmesi gereken bir durumdur.
 EZBER BOZANLAR – TANSU YEĞEN
-Neden Türkiye’den Samsung çıkmıyor sizce?
 
Bu sorunun cevabı için Kore ve Türkiye’yi karşılaştırmak gerekiyor. 1980’li yıllara kadar her iki ülkede de kişi başına düşen gelir 2 bin dolar. Kore’de 1980’den sonra bu rakam 30 bin dolara çıkıyor. Biz ise bugün 10 bin dolar seviyesindeyiz. Ne oldu da Kore bu kadar açık ara öne geçti? 1960’tan itibaren tüm eğitim sistemlerini değişiyorlar. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında tek tip adam yetiştiriyorlar. Daha sonra bu alanlara görsel eğitim ekliyorlar. 1980’e kadar eğitime yatırım yapan Kore’de böylece yetişen teknik adam sayısı birden artıyor. Bu kadar yetişmiş insan inovasyona ihtiyaç duyuyor. Teknolojiyi bir öncelik olarak gören Kore’de bugün devlet gelirinin yüzde 4’ü ARGE çalışmalarına ayrılıyor. Bizde bu oran yüzde 1 civarında. Bunu devlet politikası olarak uyguluyorlar. Öyle ki ülkede yapılan seçimlerde politikacılardan iki şey isteniyor. Birincisi “Benim çocuğumun eğitimi için ne yapacaksın? Beni ikna et.” İkinci olarak da  “İnovasyon konusunda ülkeyi nasıl ileri götüreceksin?” Bu konularda cevap veremezse siyasi kişi seçimlerde geri kalıyor.
1953’lerde üç alanda çalışma yapıyorlar: Biz neyi ithal ediyoruz, hangilerini üretebiliriz, üretebildiklerimizin hangilerini ihraç edebiliriz? Şu an bir Samsung telefonunun tüm parçaları Kore’de üretiliyor. 1000 dolarlık bir telefonun hurda değeri 1 dolarken, 999 dolar değer katıyorsunuz.
 
-Türkiye’de teknolojinin gidişatını nasıl buluyorsunuz?
 
Bence Türkiye’nin teknoloji gidişatında şu an hiçbir problem yok. Devletimiz tarafından alınan kararlar, programlar, fırsatlar hepsi çok yerinde ancak bizim problemimiz tam anlamıyla hayata geçirememek.
 
-Ülkemizdeki eğitim sistemini nasıl buluyorsunuz?
 
Bizim ülkemizin en önemli kaynağı gençler. Genç yaşlarda başlayacak yabancı dil, yazılım ve kodlama eğitim süreci ülkemizi çok iyi yerlere getirebilir.
 
-Kariyer yolculuğunuzda gençlere mesajınız ne olur?
 
Kendilerini çok iyi tanımalılar. Genelde  eleştiriye çok açık değiliz. Kendi haklarında düzenli olarak geri bildirim almalılar. İletişim becerilerinizi arttırmanız toplumda iyi bir konuma gelmek için çok önemli bir husus. Düzenli okumalılar. Bir milletin en büyük hatası tarihinden ders almamaktır. Tarihimizi çok okumalıyız. Yaz dönemlerini sadece tatil için kullanmamalılar, mutlaka bu dönemde çalışmalılar.
 
-Kurumsal kariyeriniz dışında nelerle ilgileniyorsunuz? Twitterda oldukça aktifsiniz. Her tweeti kendiniz mi hazırlayıp atıyorsunuz?
 
İş hayatım dışında basket oynamayı ve kitap okumayı çok severek yapıyorum. Bir de sosyal medyaya zaman ayırıyorum. Tweetlerimin hepsi bana ait. Twitter’da Şubat 2015’te 300 takipçim vardı. Twitter çok fazla okuyan biri olarak birikimlerimi doğrudan paylaşabileceğim çok güzel bir platform diye düşündüm. Twitter nasıl kullanılır öğrenmek için 3 kitap okudum. Şu an yaklaşık 55 bin kişilik bir takipçim var. Takipçilerimden aldığım geri bildirimler bana çok şey katıyor.
 
-Kariyerinize yeniden başlasanız yine bu sektörü mü seçerdiniz?
 
Herkes en sevdiği işi yapmalı ve ben de sevdiğim işi yapıyorum. Çok kapsamlı bir müşteri ve kullanıcı  kitlesine sahip olmayı, teknoloji ve inovasyonun odağında olmayı ve tüm yenilikleri yakından takip edebilmeyi çok seviyorum. Hiçbir zaman bir sonraki kariyerimi belirlemedim. Sen çalışıp işini en iyi şekilde yapınca birileri kabına sığmadığını fark ediyor ve yükseliyorsun. Her yaptığım işte işimin en iyisi olmak için çalışıyorum. Her işi hakkını vererek yapmak lazım, en kaliteli şekilde yapmak lazım. Ben hep bunun için çalıştım. Hangi alanda olursa olsun işinin hakkını vererek yapan kişileri takdir ediyorum.
              *****
Bilişim ve teknoloji dünyası sürekli gelişen ve inovasyonlarla her geçen gün yeni boyutlar kazanan uçsuz bucaksız bir derya. Bu deryanın başarılı yöneticilerinden Tansu Yeğen beyin ezber bozan başarı hikâyesi özellikle bilişim dünyasında kurumsal kariyer hedefleyen tüm gençler için  ufuk açıcı harika bir örnek...
 
Tansu Yeğen diyor ki:
Hayatınızda ne yaparsanız yapın daima hazır olun. Karşınıza çıkan tüm zorlukları iyi analiz edin, hazırlanın ve ardından aksiyona geçin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.