BİRİMİZ DİĞERİMİZDEN ÜSTÜN DEĞİLİZ!

A -
A +
Farklı dinlerden, farklı etnik kökenlerden insanların huzur ve barış içinde yaşayabildiği coğrafyanın adıdır Türkiye. Bizi bize kırdırmaya, kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışsalar da bu toprakların çocukları oyuna gelmeyecek.
Son günlerde gündemdeki konularımızdan biri de diktatör zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizi ülkemizin sahiplenmesi. Bir kesim özellikle sosyal medya üzerinden topluma yaydıkları nefret söylemleriyle halk arasında Suriyelilere karşı tepki oluşturmaya çalışıyor. Oysaki biz yüzyıllardır Arap’ı Kürt’ü Türk’ü bu coğrafyada huzur içinde yaşayabildik, ekmeğimizi bölüşebildik. Bugün ne değişti?
Ülkemizin doğusundaki birçok ilimiz topraklarında bu kardeşliğin örnekleri yüz yıllardır yaşanıyor. Bu illerimizden biri de Suriye’nin sınır komşusu Mardin. Bu özel ve tarihî şehri, Arap-Türk-Kürt kardeşliğini, iş dünyasını Mardinli İşadamları Derneği Başkanı Abdulkadir Akkuş Bey ile konuştuk.
BİRİMİZ DİĞERİMİZDEN ÜSTÜN DEĞİLİZ!
Tekstil, kimya ve inşaat sektörlerinde bünyesinde binlerce kişinin görev aldığı fabrikalarında üretim yapan Abdul Kadir Akkuş Bey 1971 Mardin doğumlu. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a gelen Abdulkadir Bey, kısa süre sonra kendi işini kurup tekstil sektöründe şuan yıllık üretim değeri 150 milyon TL’yi bulan, 3 sektörde faaliyet gösteren Akkuş Grup’un yönetim kurulu başkanlığını yapıyor.
Mardin’de sokakta arkadaşlarımdan Arapçayı öğrendim. Ticarette bildiğim bu dil sayesinde ilerledim
Mahallede arkadaşlarımızın biri Kürtçe, biri Türkçe, biri Arapça, biri Süryanice konuşuyordu. Aslen Kürt kökenliyim. Arapçayı mahallede beraber büyüdüğüm arkadaşlarımdan öğrendim. Mardin’de biraz daha kalsaydım Süryaniceyi de öğrenirdim. İstanbul’a geldiğimde Laleli, Beyazıt’ta Arapça tercümanlık yaptım. Sonra kendi işimizi kurunca Cezayir, Tunus, Libya, Mısır başta olmak üzere tüm Arap ülkelerinde etkili birkaç firmadan biri haline geldik. Mardin sokaklarında kapı komşumdan öğrendiğim Arapçanın ticari hayatımda önemi çok büyüktür. Arap piyasasında büyüdükten sonra Avrupa’ya yöneldik. Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerine şuan ihracat yapıyoruz.
Mardin’de hanımlar çalışsın diye fabrika kurduk
Doğudaki hanımların ayakları üzerinde durması çok önemli. Ellerine ihtiyaçlarını karşılayacak en az asgari bir ücret geçmeli. Eşine, babasına, abisine kısacası bir erkeğe mahkum olmamalılar. Alım gücü kişiye huzur getirir. Tekstil sektörü hanımların çalışmasına en elverişli alan Bu yüzden Mardin’de 8 bin metrekarelik iki fabrika kurduk ve Mardinli kadınlarımızı istihdam ediyoruz.
Mardin’i nasıl anlatırsınız?
Mozaik olarak Mardin Türkler, Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Yezidilerin beraber yaşadığı bir toplum. Yetişkin yaşıma kadar halklar arasında herhangi bir çekişmemiz yoktu. Araplar, Türkler, Kürtler birbirinden kız alıp kız veriyor. Aynı sofrayı paylaşıp, birbirimizin düğününe de cenazesine de gidiyoruz. Mardin, Suriye sınırında bir şehir.  Mardin’de yaşayıp akrabaları Suriye’de Irak’ta İran’da olan insanlar var. Gidip gelmelerle gelenek ve göreneklerimiz birbiriyle kaynaşıyor. Yemek kültürümüz, alışkanlıklarımız, cenazelerimiz, törelerimiz birbirimize uyuyor. Bu uyum sayesinde de herhangi bir çekişmemiz olmazdı.
Mardin’de köylüler tarımla uğraşır. Şehir merkezinde bu ürünlerin satışını Araplar yapar. Süryaniler genellikle kuyumculukla uğraşırlar. Herkes bir alanda rızkını kazanıyor.
Mardin tarih boyunca çeşitli kültürlere ve dinlere ev sahipliği yapmış tarihi bir şehir. 3. sit alanı ilan edilen Mardin, kaleleri, camileri, kiliseleri, mağaraları ve doğal güzellikleriyle meşhur bir şehrimiz. Mardin’in her mahallesi ayrı bir tarih, ayrı bir hikayeye sahip. Tarih içinde tarihi yaşatan bir şehir.
BİRİMİZ DİĞERİMİZDEN ÜSTÜN DEĞİLİZ!
Mardin halkı sahip olduğu barış ve huzur ortamını nasıl koruyor?
Mardin’de insanlar birbirini tanır. İki kişi kavga ettiğinde dinine, kökenine bakılmaksızın büyükler araya girer, barıştırır. Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Arap’a saygısı vardır Mardin’de aş ve iş olduktan sonra hiçbir çatışma ortamı olmaz.
Mardin Türkiye’deki 23 cazibe merkezi ilden biri
Mardin cazibe merkezlerinde ön sırada. Devletin verdiği teşvikler yatırımcıları cezbediyor. Devlet vergi desteği dışında, bina ve arsa desteği de sağlıyor. Sana fabrikanı kurayım, 30 yıl cüzi bir kira ver, 30 yıl sonra da sana yaptığım maliyete devredeyim diyor. Mardinli iş adamları dışında tüm Türkiye’den iş adamlarını Mardin 6. Bölge organize sanayi bölgesinde yatırım yapmaya davet ediyoruz.
Mardinli İş Adamları Derneği’nden bahseder misiniz?
2015 yılında 6 iş adamı arkadaş kurduk.2016 yılından beri yürüttüğüm derneğimizin başkanlık görevine 2020 yılına kadar devam edeceğim. Yaklaşık 2 yılda derneğimizi çok güzel noktalara getirdik. Mardinli 55 STK içinde en aktifiyiz. En son maliye bakanımız Naci Ağbal Bey ile iş adamlarımızı ve Mardinli hemşerilerimizi buluşturduğumuz bir etkinlik düzenledik. Amacımız İstanbul’da bulunan binlerce Mardinli iş adamını tek çatı altında birleştirmek. Mardin’e destek olmaya teşvik etmek. Mardin’de fabrika mı kurmak, yatırım mı yapmak istiyorsunuz? Elimizdeki tüm bilgileri verelim, hemen Dicle Kalkınma Ajansı ve TİKA genel sekreterliğiyle iletişiminizi sağlayalım diyoruz. İlgili tüm devlet kurumlarımızla iletişim halindeyiz. Derneğimiz bünyesindeki iş adamlarımız arasında ticari ilişkilerin de kurulmasına vesile oluyoruz.
Suriye meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Osmanlı’dan itibaren bizler mazlumlara hep kucak açmışız. Komşumuz aç yatarken biz tok yatamayız düsturuyla büyümüşüz. Bu akraba olur, kapı komşusu olur, sınırdaş olur. Suriye bizim gibi Müslüman bir ülke, orada dindaşlarımız var. Ülkelerindeki yöneticiler kötüyse, bir diktatör başlarındaysa bu insanların zulümden kaçması çok normal. Özellikle oradaki kadın ve çocukların ne suçu var? Bu insanlara biz kapımızı açmadık, öbürü açmadı ne olacak? İnsanları ölüme mi terk edeceğiz? Cenab-ı Allah bizim de rızkımızı verir bu topraklarda, onların da. Rızık Allah’tan.
Gelen Suriyelilerin hepsi işsiz, güçsüz değil!
Suriye’den gelen insanların iş gücünden faydalanmamız lazım. Ne kadar iş yok dense de biz mesela tekstil sektöründe eleman bulamıyoruz. Suriyelilerin tekstil sektörüne katkıları var. Onlarda böylelikle ayaklarının üzerinde duruyor. Ayrıca Suriye’den mal varlığıyla gelen işadamları da var. Hepsi işsiz, güçsüz değil. Şu anda birçok Suriyeli iş adamı organize sanayi bölgelerinde fabrikalar kuruyor, iş yerleri açıyorlar. Binlerce insanı istihdam ediyorlar. Ülkemizde kurulan her bir şirketin en büyük geliri vergiler olan ülkemize katkısı var. Suriyeli ya da Avrupalı fark etmez.
            ***
Birbirimizi ötekileştirmeyelim. Birimiz diğerimizden üstün değiliz.
Yüce Rabbimiz buyuruyor ki;
‘’Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.’’ (Kur'an-ı Kerim / Hucurat Suresi 13)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.