Hormonlu sebzeler...

A -
A +
Arıza yine oyun planlamasından, kadro seçiminden ve maç hazırlığından; yani Tudor’dan çıktı… Bir takım bu kadar öz güvensiz, bu kadar yavaş, koca bir ilk yarıyı isabetsiz tek şut ve kullandığı topların hiçbiri adama değil bölgeye olursa, bunun bedelini gol atmayı bile unutmuş bir rakipten golü yiyerek öder...
Ardından kronik bir yan top ve yine 0-2...
En zayıf takımın bile yan toptan kafa golü atabildiği bir defansın önlenemez çöküşünü yaşıyoruz…
Üstelik bu kez geri dönülmez gibi bir durumda açıkça görülürken...
Bu kadar sevimsiz, yanlışlarla dolu, yürüyen yıldızlarıyla Galatasaray tepetaklak gidiyor…
Sezon başında izlediğimiz G.Saray ile bu G.Saray arasında dağlar kadar fark var. Nereye kayboldu o hırs, o inanç, o topu bile yiyecek adamlar topluluğu? 
Bir takımın eriyip gitmesini izliyoruz hep birlikte. 
Ev sabinin gücü bu kadardı ve doğru kullandı...
Galatasaray’ın gücü var sanıyorduk, meğer yokmuş...
Hele hele Denayer…
Takımın diğer unsurlarından daha fazla ve en hormonlu sebze...
İkinci arıdaki canlanma; eğer öyle denebilirse tamamen rakibinin gücünün eksilmesinden ve arkaya fazla yaslanmasından kaynaklandı ve beni asla tatmin etmedi... Oynadıkları oyunu bırakıp başka bir şey oynamaya kalktılar ve maçı riske attılar...
Sonuç olarak denebilecek tek şey ancak ‘zavallı Muslera’ olabilir...

MAÇIN ADAMI: Aytaç Kara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.