Yetenek mi, çalışmak mı?..

A -
A +

İki futbol figürü dünyayı peşine taktı gidiyor. Eğer sahalar bir sirk olarak düşünülürse; biri aslanları terbiye edip üç kişiyi omuzunda kaldıran bir Herkül, diğeri ise herkesi eğlendiren bir illüzyon sanatçısı. Biri güç ve kuvvet, diğeri estetik ve büyülü…

İki ‘fenomen’ futbol aktörü seriliyor önümüze. Biri Cristiano Ronaldo, diğeri Lionel Messi… Biri yeteneğin dikili son abidesi, diğeri çalışmanın en temiz kanlı örneği. İsteyen istediğini seçebilir ama benim kurcalamak istediğim şey; aykırı iki örneğin nasıl olup da bu kadar zirvede kalabildiği…
Hatta yerlerine yenilerinin gelemeyeceği gerçeği…
Biri maçını oynadıktan sonra 40 kişinin üzerinde görevlisinin çalıştığı ve beslenmesinden rahatlamasına kadar, masajından dinlenmesine kadar her türlü organizasyonu yapıp onu hazırlayanların sözünden çıkmayan bir titizlik ve disiplin abidesidir...
Diğeri maçını oynarken de, oynadıktan sonra da eğlenmeye devam eder. Maçı çoğunlukla içgüdülerine bağlı olarak oynar ve kendisine uyum sağlaması gereken takım arkadaşlarına da hizmet eder. Maçını bitirir, evine gider ve hemen play-station oynamaya başlar…
Biri maç sonrası içi buz dolu küvette 4 dakika bekletir kendini, sonra masaja geçer, ardından iki kadeh şarabını içerken orta pişmiş bonfilesini yer salata eşliğinde. Ardından malikanesinin çim alanında 20 dakika çıplak ayakla yürür ve sonra istirahate geçer ve uyurken dinleyeceği müzik bile önceden planlanmıştır...
Diğeri arkadaşlarını arar, ülkesindeki Newels Old Boys takımının maçını saat farkı nedeniyle gecenin ilerleyen saatlerinde seyreder, çocuklarıyla trencilik oynar ve onlara masal okur. Canı çekiyorsa hamburger bile yiyebilir... Bazen de arkadaşları onu evde beklemektedir ve ekranda üç boyutlu tenis maçı oynarlar…
Biri disiplindir…
Diğeri özgürlüktür...
Birinin bedeni sahip olduğu servettir ve ona çok iyi bakar...
Her yıl bir baklava daha nasıl eklerim bedenime derdindedir…
Diğeri şu topu daha fazla nasıl falsolandırabilirim derdindedir...
Diğerinin kıvrak zekâsı servetidir ve kendi maçını bile seyretmez...
Biri yetenek açığını çok çalışarak ve motor gücünü arttırıp sürekli kendini modifiye ederek kapatır...
Diğeri az koşar ama bir anda patlayıcı gücüne güvenerek rakibini şaşırtır ve attığı pas ve gollerle gönüllere ulaşır…
Ronaldo 11 kilometreye yakın koşar ve isterse 14 kilometreye çıkacak gücü vardır...
Diğeri en fazla 7, bilemedin 7,5 kilometre koşar ve her şeyin koşmak demek olmadığının canlı kanıtıdır…
Biri çok sert vurur...
Diğeri topu ikna ederek vurur...
Biri oyunun hilelerini bilir ve kullanır…
Diğeri oyunda hiç hile yapmaz...
Birinin gözü skorboard’daki görüntüsündedir ve nasıl göründüğünü izler. Diğerinin öyle bir derdi hiç olmamıştır ve sadece topa ilgi duyar...
Biri golü kendi attığı için, diğeri maça gelenlere güzel bir gol seyrettirdiği için sevinir…
Biri atlettir, diğeri cambaz...
Ortak noktaları yok mu?..
Tabii ki var…
İkisi de hep oynamak ister...
İkisi de topun efendisi gibi davranır...
İkisi de anılara gömülecek ve maça gelenlere ‘o gün oradaydım ve canlı seyrettim’ diyeceği anılar bırakır…
İkisi de kolay kolay sakatlanmaz…
İkisi de gol atmak kadar atılan bir golün önemli bir parçası olmayı da sever...
İkisi de saha dışındaki yaşamlarını kameralarla paylaşmaz ve asla magazin üretmezler…
İkisi de millî takımlarında ‘gazozuna maçlar’ oynar gibi etkilerini ve efektlerini kaybederler…
Ya bizde…
Muadilleri yok mudur?..
Mesela Sergen…
Yetenektir ama hiç çalışmazdı ve özel hayatı ortadaydı...
Mesela Necip çok çalışır, hep hazırdır ama kaleye şutu bile yoktur…
Hagi hem yetenek hem de çalışmanın timsalidir ama o kerteye geldiğinde çok geç kalmıştı…
Emre’de çalışmak ve yetenek bir aradadır ama sosyal konularla ve sahadaki sevimsiz görüntüsüyle anılır çoğunlukla…
Özetle...
Şampiyonlar Ligi’nde Ronaldo-Messi finali gerçekleşirse ve bir de üstüne Dünya Kupası’nda bir kez bile toslasalar bir maçta, işte o zaman tarihteki anılarımıza gömeceğiz onları ve bir daha da onlar gibileri gelemeyecek…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.