Deli deliden korkarmış...

A -
A +

Bildiğim bir tek şey var; o da, final oynanıp bittikten sonra kendi yöresinde üstü açık otobüsle dolaşıp kupaya tur attırmak hakkı sadece Akhisarspor’undur. Çünkü yarı finalden tadı kaçan bir finale sürüklenmiştir bu olay ve açıkta beklemiş gazoza dönmüştür…

Hatta şıracı da bozacıyı şahit göstermiş ve dava delileri serbest bırakarak halledilmiş.
Çünkü dışardaki akıllılar içerdeki delilerden daha deliymiş…
Benim de kafamda deli deli sorular birikmiş.
Mesela maç kaldığı yerden devam edecekse korneri yine Quaresma mı kullanacak yoksa başka biri kullanabilir mi?..
Gerekçeli kararda buna rastlamadım...
Şenol Güneş, Aykut Kocaman’a iyi şanslar diler mi, Aykut Kocaman hoş geldin yapar mı?..
Maç niye İstiklal Marşı söylenerek başlamaz, hiç olmazsa yarısını... 
Her şey aynı olacaksa Şenol Güneş’in kafasına 5 stropler atılmalı mı?..
Her şey mizansen ve tiyatro ise o zaman 3 maç ve eski parayla 1 trilyon ceza ne demek?..
Ceza verilmeli idiyse o zaman niye bir daha bir araya getiriliyorlar...
Tolga Zengin tribünde oturup maçı izleyebilir mi?
Şenol Güneş’i inceleyen profesöre de 5 hastayı pas geçme cezası verilemez miydi?
Bütün yazar ve yorumcular, hemen hemen hepsi birden gerçek düşündüklerini en yukarılardan gelen sinyaller doğrultusunda federasyon desteği ile süsleyip; neden korkarak saklamak veya ertelemek zorunda kalırlar?
Neden Beşiktaş’ı haklı bulan yorumcular, erklerin görüş belirtmesinden sonra bir suskunluk içine bürünmüş ve meydanı rakiplerine bırakmıştır?
Bütün bu olanlardan Mehmet Topal’ın, Soldado’nun, Guillano’nun hiçbir suçu yok iken neden çıkıp 33 dakika oynasınlar?
Sahaya “Tweet atmak” ceza kapsamında mıdır?
33 dakika oynamak için de mi 30 dakika ısınmak gerekir?
Deli deliden korkar tamam ama; akıllı neden ve niye korkar?..

“Pepe’mi attırmayın benim...”
Bu başlığı nereye çekerseniz çekin artık. İster tepe yapın, isterseniz de Pepe’nin oyundan atılmasına taşıyın…
Sigortaları gevşeten ve trafoyu patlatan Beşiktaş, radikal bir kararla yapılabilecek en ağır TFF eleştirisini gerçekleştirmiştir.
Fenerbahçe ise stratejisini doğru zamanda ve doğru biçimde kurgulayarak olayı lehine çevirmeyi başarmıştır. TFF ise birçok ceza verip, cezalar verdiği tarafı sıyırarak olaydan yırtmayı denemektedir.
Olan Pepe üstünden hafta sonu oynanan derbi maçın esame listesine olmuştur...

Sportif kültür mevta oldu…

Son günlerde spor âleminin kültürel düzeyine etki edebilecek birkaç örneği sıralayalım şimdi.
Terim ile Güneş sarılabildiler...
Güneş’e yönelen tezahüratı Terim susturdu...
Gençlerbirliği yenilgisi sonrası Galatasaraylı oyunculara taraftarının havaalanında verdiği destek…
Ligi ve kupayı kaybetmesine rağmen Beşiktaş aşıklarının Ümraniye’ye gidip destek vermesi…
Bir de ‘tiyatro’ kelimesini destekleyen şu söz var ki; “kafa böyle yarılır”, işte orada sportif nezaketimiz yerle bir olmuştur...

POST-İT

Şener attı, Nagatomo harika oynayıp attırdı, Linnes süper etkiledi maçı ve attırdı...
Daha tazedir Mariano’nun attığı şahane gol...
Gökhan Gönül ve Adriano vasatı aşmadığı zaman takımın ne kadar gerilediği de ortadadır…
Demem o ki;
Futbolun kalbi artık 10 numaralarda değil, sağ bek ve sol bekler üzerinden atıyor...
Kan dolaşımını bekler sağlıyor artık... 

S-ÖZ

Hazreti Mevlâna’dan iki sözüm var…
Biri Terim’e…
Üzülme!
Çünkü Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar.
Unutma! 
Yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar.
Diğeri Güneş’e…
Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme... Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime; dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme…
Hazreti Mevlâna
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.