Şişman kadın sahneye çağrıldı…

Üzerinde; sahadaki iki takımın dışında kalmış her kesimin görüş belirttiği ve bir kanaat oluşturup algı mühendisliğine soyunduğu ve hatta ev sahibine ‘aşırı sorumluluk’ yüklemeye çalıştığı bir maçtı bu…
Diğer maçların oluşturduğu puan durumu ise fena halde tetiklemişti maçı...
Böyle bir ortamda ve sıkıntılı olacağı belirtileri arasında iki ‘Rodrigues sortisi’ ve onu iyi ve doğru yerlerde buluşturan yardımcı aktörler maçı bir anda alıp liderin cebine koydu…
Tam o anda şişman kadın sahneye çıkmak için makyaja alınmıştı…
Kaçan bir penaltıyı ise bıyığından uydurduğunu söyleyebilirim genç hakemimizin...
İkinci yarıda tüm savunma prensiplerini doğru biçimde uygularken Serdar Aziz ’in kendi kalesine attığı bir gole ise yapacak bir şey yoktu…
Skorun verdiği riskli görüntü iki kaleyi de tehdit altına aldığında ise Muslera ağırlığını koydu rakip pozisyonlara…
Refleks ve zamanlama ile konsantrasyonun kitabını yazıyordu Uruguaylı kaleci...
Sonrasını baskı ve üretimi artırarak oynayan Akhisarspor bir hayli zorladı Galatasaray savunmasını. O bölümde liderin orta alanı da oyundan düşmüş ve top tutamaz olmuştu. Ayakta kalabilenler ise Serdar-Donk ve Muslera idi ve bu üçlüden Serdar’ı da kaybedince gardı iyice düştü Galatasaray’ın.
Artık tek dertleri kalmıştı; oyunun sonunu bu skorla getirebilmek… Gomis’in uzatmalara girildiğinde bir penaltı daha kaçırması maçın en dramatik bölümüydü. Bugüne kadar attıklarının diyetini ödedi demeliyim belki de...
Sonuçta Galatasaray soyunma odasından ‘şişman kadını’ sahneye davet ederek maçın sonunu getirebildi...

MAÇIN ADAMI: Ryan Donk