Futbolun ‘Oscar Töreni’

A -
A +

Önce meseleye ve önümüze serilen ülkelerin kültür alışverişlerine ve dünya futboluna getireceklerini umduğumuz yeniliklere bir bakalım.
Ancak buna da biraz geriden başlayalım...
Dünya Kupası’nı Avrupa ve Güney Amerika dışındaki hiçbir ülke kazanamadı ve son 3 finalde Avrupa kıtası Almanya, İspanya ve İtalya’nın kazandığı zaferlerle kupa sayısını 11’e yükseltirken, Güney Amerika 9 şampiyonlukta kaldı.
En çok golü kimler atanlar listesinde Almanya’nın gol makinası Miroslav Klose, 4 turnuvada attığı 16 golle listenin ilk sırasında. Klose 2016’ta aktif futbola veda etti ama Alman Millî Takımı’nın teknik ekibiyle Rusya’ya geldi bile.
Bu rekorun sahibi Klose bir Polonya göçmenidir...
Tıpkı Podolski gibi...
Brezilyalı Ronaldo 15 golle ikinci ve bu gollerin sekizini 2002’de şampiyon oldukları turnuvada atmıştı.
Dünya Kupası’nda 10 ya da daha fazla gol atan oyunculardan sadece Alman Thomas Müller Rusya’da oyuncu olarak yer alıyor. Müller’in listenin başındaki vatandaşı Klose’yi yakalayabilmesi için, daha önceki bir turnuvada 5 gol rekorunu kırması gerekiyor.
Rusya gruptan çıkmayı başarabilirse, Güney Afrika bu güne kadar kupa tarihinde ilk turda elenen ilk ev sahibi olarak kalacak.
Kolombiyalı forvet James Rodriguez bir önceki turnuvada “Altın Ayakkabı” ödülünü kazanmıştı, dolayısıyla bunu tekrarlayabilirse adını en iyilerin arasına yazdırabilir.
Sadece bir Alman oyuncu Dünya Kupası’ndaki penaltı atışlarında topu kaleye gönderemedi ve penaltılara kalan 4 maçı da kazandılar. Alman oyuncular 1982’den bu yana penaltı atışlarındaki 15 vuruşu da gole çevirdi.
Penaltı atışlarında 3 kez kaybeden İngiltere ise Dünya Kupası’nda bu alandaki en kötü takım...
İtalya da bu şekilde 3 defa elendi. 1994’te Roberto Baggio’nun üstten dışarı attığı penaltı vuruşu hâlâ hatırlarda. Ancak İtalya’nın acısı, 2006’da penaltılarla gelen Dünya Kupası’yla biraz hafifledi.
Bunlara ekleyebileceğim daha çok şey var..
Mesela Kamerun...
Kupa finallerine büyücüleriyle gelmişlerdi..
Büyücü soyunma odasında ayin yapmış ve kapıyı tütsülerle ‘kilitlemişti’ aklı sıra.
Büyüye hürmeten Kamerun takımı oyuncuları da soyunma odasının penceresinden çıkıp sahaya gitmişler ve yenilmişlerdi o gün.
Sonra...
Kamerun Millî Takımı büyücüyü değil teknik direktörünü değiştirmişti.
İşin parasal boyutuna gelince...
Putin 12,5 milyar dolar harcadı ve bunun yarıdan fazlasını ulaşım ağını oluşturmak ve iletişimi sağlamak için kullandı.
Buna karşılık daha başlamadan 500 bin turistin bilet alarak maçlar için Rusya’ya geldiğini biliyoruz. Beklenen girdi; daha şimdiden 20 milyar doları aştı bile.
Prestiji de cabası...
Ya bir sonraki kupa?..
Rusya 12,5 milyar dolar harcıyor ama bir sonrakinin ev sahibi KATAR daha şimdiden 130 milyar doları gömdü bile.
Bunun da yarıdan fazlasını haziran ayında 60 dereceye ulaşan ‘çöl sıcağı’ durumunu engellemek için statların çevresini ‘klimatize’ edip, ortamı 22-24 derece hava sıcaklığına dönüştürmek için harcayacaklar.
Neymiş iki ülke ve 22 adam topun peşinde koşturacakmış.
Âşığı olduğumuz oyun böyle bir şey işte.

POST-İT

Sürpriz pek yok ama doksan artıları beklediğimiz goller ile İzlanda gibi yüreksiz ve sevimsiz hatta futbolu katleden savunma anlayışlarından bir kurtulsak da kupa macerası başlasa diyorum.
Yine de kupanın Avrupa kıtasında kalacağına inananlardanım.
Üstelik ancak Brezilya’nın son dörde kalabileceğine inananlardanım.
Az kaldı.
Esas maçlar bir sonraki turda ve hatta ikinci maçlarda bizi bekliyor.

S-ÖZ :
Önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin; basamak dersen, bir basamak yükselirsin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.