Doymuş yağ oranları eleniyor...

Birçok takımın birçok oyuncusu umursamaz bir durumda yok olup gidiyor.
İçinde yaşadıkları makinanın dışına çıktıklarında yerle bir oluyorlar...
Messi, Barcelona dişlilerinden çıktığı zaman sıradanlaşıyor…
Lewandowski, Bayern Münih çarkından çıkınca hakeza...
Cavani ve Falcao’yu da ekleyeceğim ama az daha beklemek istiyorum...
Neymar için de öyle bir ruh hâlindeyim...
Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim…
Hatta bazılarında “ne güzel Barcelona’da veya Bayern Münih’te kral gibi oynuyordum, bana çalışan bir takım vardı, bu kupa da amma angarya” sendromu sezmiyor da değilim…
Tokların açlara kaybettiği bir kupa yaşıyoruz...
Belçika aç...
Meksika aç...
Uruguay ve Fransa yarı aç, yarı tok oynuyor...
Brezilya henüz ‘et mi balık mı’ belli edemedi durumunu…
Danimarka ve İsveç her zamanki gibi ‘ciddi’ ve açlık-tokluk durumu onları ilgilendirmiyor resmini çiziyorlar...
Kimileri var ki; transferine oynadı, kimileri var ki ülkelerinde kahraman olmaya…
Ev sahibi ise bunların hiç birine sığmıyor…
Son derece ilkel bir savunma anlayışı ile İspanya gibi bir takımın ‘nafile pas oyunu’ ile oynamasına direndiler ama maçın başından sonuna kadar penaltılara kalabilmeyi hayal ettikleri paçalarından akıyordu...
Bir de grubun sonlarında ayak tenisi oynayacak kadar sevimsiz ve ıslıklanmayı göze alan bir futbol oynamayı tercih edenler vardı ki; dünyanın bir ucundan kalkıp gelenleri futboldan soğuttular.
Artık oyunu oynatanların bazı şeyleri gözden geçirmeleri gerekiyor. Buna ‘fair play puanı’ da dâhil...
Bir hakem kart göstermeye meyillidir, bir diğeri daha uyarıcıdır ve son çaresi kart göstermektir.
Bu mu belirleyecek tur atlayacak takımı?
Sakat bir durum...
Bu turnuva belki hiç dünya şampiyonu olmamış bir takımı içinden bulup çıkaracak ama bu oyunun en üst düzey kavgasında tecrübenin daha ağır bastığına inananlardanım…
Doymuş yağ oranına sahip olanlar şu sıralarda dünyanın izbe bir denizinde teknelerde tatil yapıyorlar…
Emekçiler ise çabalıyor...
Açlar turların peşine düşmüş...
Böyle bir kupa daha oynanırsa ve üstelik Katar’ın sunacağı teknik zenginliğe rağmen oynanırsa; belki de Dünya Kupası’nı çift aşamalı bir oyuna sürüklemek gerekecek.
Ayrıca Collina’nın ‘VAR sistemi sayesinde hata oranı yüzde 99,3’e düştü yorumuna asla katılmıyorum.
Bence iş giderek sevimsizleşiyor.
En az hata yapanın kazandığı bir oyunumuz vardı, şimdi teknik olarak değil ama mantalite olarak büyük hatalar yapılıyor ve oyuncağımız elimizden kayıp gidiyor...