Deplasman fobisi kriz oldu

A -
A +

Merkez santrforu olmayan bir oyun planını masaya koydu Fatih Terim...          
Akhisarspor ise hiç hak etmediği puansızlığa isyan etmenin yollarını arıyordu...
Rodrigues’in birincide vurmadığı pozisyonun ardından Regattin’in ikinci denemesi gencecik Ozan’ın talihsiz hamlesi ile ev sahibini öne geçirecekti ama VAR müdahale etti gole. Bu, belki de Ozan’ın şansının döndüğü andı. Sürekli gezerek oynadığı için markajdan kurtularak boş kalan Regattin; aynı zamanda Seleznov’dan doğan boşluğu da doldurarak zorladı Galatasaray’ın birinci ve ikinci bölgesini...
Bir nohut tanesi yüzünden 9 şiltenin üzerinde sabaha kadar uyuyamayan pamuk prenses gibi yerini yadırgayan Onyekuru önemli bir sorundu takımı adına. Delikanlı uçacak ama Caner ile Mustafa’nın arasında ne mümkün!
Devre biterken penaltıların plaseci artistlerine Rodrigues de eklenince gol hayal oldu. Yok mu bu takımda kaleye kurşun sıkar gibi topa vuracak bir adam?..
Yenilmesi kaçınılmaz hâle gelen gol ikinci yarının başında geldi. Kadro kenardan bir ameliyat istiyordu, nitekim Eren Derdiyok hamlesi organ nakli gibi geldi. İki kanatla uçan Galatasaray, kalkmış bir trene yetişmek isteyen yolcu gibiydi ama çabalar yalancı ve nafile idi... Galatasaray bir taraftan bu trense yetişmeye çalışırken, Akhisar acelesi varmış gibi daha da hareketleniyordu. Maçın sonlarına doğru gelen gol ise tamamen gardı düşmüş bir takımın yiyeceği türdendi. Genç Ozan’ın Muslera’ya şarjı, Uruguaylının kısa kalan yumruğu ve Mustafa Yumlu’nun ‘artık iş bitti’ diyen vuruşu…
Deplasman fobisinin Galatasaray için artık bir krize dönüştüğünü ve tedavisinin de ufukta görünmediğini ekleyebilirim.

MAÇIN ADAMI: Fatih Öztürk

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.