“Sen Tatvan’a mı gidiyorsun?”

A -
A +
“O soru karşısında içime bir kurt düştü. Bize bir oyun oynandığının farkına varmıştım!..”   Vakit biraz geç olmasına rağmen sokaklarda yine insanlar azalmaya başlasa da şehir henüz canlı hâlini koruyordu. Biz de arkadaşlarla beraber yavaş yavaş otobüsten inerek gayet rahat bir şekilde, hiçbir şeyden habersiz kimimiz lokantaya,  kimimiz çay ocağına, kimimiz de azcık hava almak için caddeye doğru dağıldık. Ben de fazla uzağa gitmeden otobüse yakın çay ocağının önüne oturarak kendime bir çay söyledim ve onu yudumlamaya başladım... Aradan üç-beş dakika geçmişti ki baktım birisi bana doğru yaklaştı. 30 yaşlarında uzun boylu,  kılık kıyafeti dağınık, saçı sakalı uzamış ve birbirine karışmış, görünüşü insana güven vermeyen bir hâlde başıma dikildi ve tam bir yöresel şive ile konuştu: -Kardaş sen Diyarbakır’dan mı geliyorsun?.. Başımı kaldırıp dikkatle baktım. Şaşırmıştım, bir an neden bana böyle bir soru sormak istediğini anlamaya çalıştım, çünkü kendisini tanımıyorum, sormasını yadırgamıştım. -Evet diye zoraki bir cevap verdim. Adam beni şöyle bir süzdü ve devam etti: -Kardaş sen Tatvan’a mı gidiyorsun? Bir an korktum ve içime bir kurt düştü. Bize bir oyun oynandığının farkına vardım ve stratejik bir ifade söyledim. -Hayır Abi ben Van’a doğru gidiyorum, diye cevap verdim. Bir an başımda öyle dikildi kararsız bir şekilde. Benden istediği net cevabı alamayınca ağır ağır uzaklaşıp lokantaya girdi... Aradan birkaç dakika geçmeden tipleri ona benzeyen beş kişi daha gelip lokantaya girdiler. Ben artık bunun bize kurulan bir tuzak olduğuna ve bunların bizim için bir iyilik (!) düşündüklerine karar vermemle beraber yerimden kalktım ve kapısı açık olan otobüse kendimi attım... Koltuğuma oturdum ve iyice içine büzülüp perdeyi kapattım. Ufak bir aralıktan dışarıyı izlemeye başladım. Korkum iyice artmıştı. Bazı yolcular ve birkaç arkadaşımız daha otobüse binmişlerdi ama daha bizim arkadaşlardan bazıları ve yolculardan bir kısmı otobüse binmemişti.

Aradan 3-5 dakika geçmişti ki bizim dışarıda kalan ve lokantada bulunan arkadaşlarımızın hızla dışarı çıkıp otobüse doğru koşmaya başladıklarını gördüm. Arkalarından da biraz önce lokantaya giren 10 kişilik bir grup vardı. Arkadaşlarımız otobüsün etrafında koşturmaya başladılar. O grup da onları kovalamaya başladı. Arkadaşlarımız fırsatı bulan çabuk davranan kendini otobüse atmaya çalışıyordu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.