“Kafan mı karıştı yoksa?”

A -
A +
“Serde gençlik var, vites değiştirirken dikiz aynasından göz atıp istek alan şarkıcılar gibi sordum...”
 
 
Aradan nice yıllar geçtiği hâlde unutamadığım bir askerlik hatıramı sizinle paylaşmak istedim. Biliyorum belki aynı heyecanı sizlere ulaştıramayacağım ama yine de deneyeceğim…
Yirmi yaşında çiçeği burunda bir bahriye askeriydim. Görevim askerî araç şoförü… Genelde şehir içi trafiğe çıksak da arada bir uzun seferlerimiz de oluyordu. Yine genel olarak geldiğimiz yer İstanbul, İzmit, Gölcük gibi tersanelerin olduğu yerlerdi.
Yine bir gün İstanbul’a görev çıkmıştı. Yola çıkacakken askeriyede sivil memur olarak çalışan Ahmet Abi bize bir ricada bulundu:
-Çocuklar ben de sizinle gelsem bir mahzuru olur mu? Ya yirmi senedir gitmedim hiç İstanbul’a…
Komutanımız olan astsubay da bizden birkaç yaş büyük olsa da Ahmet Abinin onun da üzerinde hakkı vardı. Onu kıramadık… “Peki öyle olsun bakalım” dedik…
Yola çıktıktan bir süre sonra bana yalvarır gibi bir istekte bulundu:
-Turhan be, senden bir şey rica etsem yapar mısın?
-Söyle Ahmet Abi, yapabileceğim bir şey ise neden olmasın?
-İstanbul’da bir ablam oturuyor. Gitmişken onunla da görüşürüm değil mi?
Astsubayımız “yolumuzun üzerinde ise neden olmasın?” dedi. Ben de bir İstanbullu olarak “abi sen bize adresi söyle buluruz evvel Allah” dedim. Tabii gençlik var serde, hava bin beş yüz… Şöyle vites değiştirirken dikiz aynasından göz atıp istek alan şarkıcılar gibi sordum:
“Ablanız nerede oturuyormuş abi?”
-Bahçelievler’de…
-Semt neresi?
-Çengelköy’müş…
Beynim bir anda allak bulak oldu… Çengelköy Anadolu yakasında Bahçelievler Trakya yakasında; dedim ki içimden: “Acaba karşıda da bir Bahçelievler mi var?”
Benim dudak bükerek tuhaf mimiklerimi gören Ahmet Abi vaziyetin karışık olduğundan endişe ederek sordu:
-Turhan kafan mı karıştı yoksa?
-Doğrusu hem de o biçim karıştı Abi… Biri bir yerde biri bir yerde iki isim söyledin de…
-Ya aslında size konuyu baştan anlatayım… Hem de yolculuk kolay geçer... Benim babam İstanbul’da evlenmiş… Bu evliliğinden de iki kızı olmuş… Yani benim iki ablam olmuş… Ne var ki babam ile annem bir türlü anlaşamıyorlarmış. Daha doğrusu anamın dırdırından babam evde duramaz olmuş… Bir gün terk-i diyar etmiş…
-Af buyur abi, ne diyar etmiş? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.