Bir abonenin duyguları...

A -
A +
“Senelerce aboneliği devam ettirirken bir gün geldi yüzünü bile göremedim...”   Merhaba Türkiye’m, merhaba Türkiye gazetem… Seneler sonra seni yine evime misafir etmek bana mutluluklar veriyor. Şu dünyada hiçbir şey olduğu gibi kalmadığı için gazetenin belirli yerlerinde mekân tutmuş kıymetli yazarlar, idareciler maalesef eski yerlerinde değiller. Onlar için Allah’ımın rahmetini diliyorum. Mekânları cennet olsun... Bana gelince; gazetemle tanışmak fî tarihinde Tarsus’ta nasip olmuştu. Senelerce aboneliği devam ettirirken bir gün geldi yüzünü bile göremedim. Gazetenin iyisi kötüsü okuyanın fikir arkadaşlığına dayanır. Ben aradığımı, millî ve dinî duruşu Türkiye’mde buldum ve imkânım içinde ondan ayrılmamaya özen gösterdim. Ne var ki, dünya telaşı insanı anasından, babasından ayırabildiği gibi bizi Türkiye Gazete’mden de bir müddet ayırdı. Seneler sonra abone imkânını yakaladığımda “evime hoş geldin” diyerek sevinçle karşıladım. Şu satırları yazdığımda “bir arkadaş” masamın üzerinde duruyor. Parası benden ama evime kadar getirene bir o kadar teşekkür ederim. Allah sağlıklar versin. Çok şükür çok arzuladığım öğretmenlik mesleğinde bir oğlum var. Ara sıra lafını eder, hatta gazetenin arşivini de internette açar ve yazılarımın uysal uysal sayfalarında, yerlerinde durduğunu görür. O geçen günleri bir daha hatırlardık... Onların kupürleri hâlâ dosyamda durmakta; gerekenlere cevap vermek için canlı şahit olarak onlara göstermekteyim. Ne yazık, o zaman okuma zahmetine katlanamayan fikirleri bugün de insanlara anlatamıyorlar. Bugün yaşım 92’ye gelmesine rağmen onların içerikleri hâlâ capcanlı duruyor. İnsan ölür, yazı kalır. İnsanoğlu başına gelenlerden ders alsaydı bugün anasına tokat vuran, babasına tekme sallayan izansızları işitmez, görmezdik... O yazılarımdan bir tanesi daha capcanlı hayatiyetini muhafaza ediyor. İşte dosyamdaki yerinde olduğu gibi duruyor. Aynı üzüntümün kafamda, gözlerimde hâlâ yaşamakta olmasıdır. “Okulların dünü, bugünü” diye yazdığım yazımda bugün öğretmeninin kravatı ile kulağı ile oynayan zavallı öğrenciyi gazetede görünce “vay hâlimize, demek ki adımlarımız yıllarca yerinde saymış” dedim. Biliyorum bu muhabbet bu yazı ile bitmez. İnşallah bundan sonra dertleşmeye ve fakat sevindirici haberlere ortak olmaya devam ederiz... Rahmet-i Rahmana kavuşan dostlarımın mekânları cennet olsun...             Hüseyin Hilmi Levent-Gülnar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.