Madalya vermeniz gerekirken...

A -
A +
“Bunu mahkemede de söyledim: Madalya vermeniz gerekirken beni yargılıyorsunuz!..”
 
Fransa’ya giden gurbetçilerimizin yaşadığı sıkıntıları anlatmaya devam ediyor okuyucu:
"Yani Türkiye’nin o dönem otoriterleri hem böyle bir anlaşmayı yapmıyor, hem de bu hizmeti kendi imkânlarıyla yaptırmak isteyenlere soruşturma açıyor. Ben bu anlamda Türkiye’de yargılanmış bir adamım. Elbette ki umurumda değildi de suçum neydi? Suçum mu? Burada vefat eden gurbetçilerimizin cenazelerini para toplayıp memleketimize göndermek… Suçum mu? Buradaki insanlardan para toplayıp bir mescit yapıp ibadete açmak… Veya o dönemde ASALA’nın şehit ettiği diplomatlarımıza saldırılara tepki olarak yürüyüş düzenlemek. Düzenlemiş olduğumuz yürüyüşlere arkadaşlar arasında büyük bir çoğunluk Türk bayrağıyla gelmiş olmasına rağmen arada birkaç tane de tevhit bayrağıyla gelenler olmuştu.
O günkü başkonsolos bana komiser gönderiyor.
Diyor ki: “O karışık kuruşuk yazıları kaldırtsın oradan!”
Bunu söyleyen benim ülkemin başkonsolosu… Biz bu dönemleri yaşadık burada… Bununla ilgili çok şeyler anlatabilirim. Yönetimin izlediği devlet politikasını ve burada milletine insanlarına yaptığı yanlışları anlatıyorum.
Bize destek olması, hatta millî gururumuzu temsil ettiğimiz için madalya vermeleri gerekirken hesaba çekip beni yargıladılar…
Ben bunu mahkemede de söyledim: “Siz bana madalya vermeniz gerekirken beni yargılıyorsunuz. Ben gecemi gündüzüme katmışım. Kazandığım paramla cemiyet kurmuşum. Ülkeme saldırıları demokratik hakkımızla protesto etmek için yürüyüş tertip etmişim. Siz beni yürüyüşte 'tevhit bayrağı' gördün diye ‘İslami rejim kuracaksınız bu rejimi yıkacaksınız’ gibi korku paranoyası üzerinden yargılıyorsunuz. Fransa’da doktora çalışması olan ve üstelik kan gibi hayati bir konu üzerinde araştırmaları olan bir insanı Türkiye’ye geldiğinde üniversitede hademelik yaptırıyorsunuz.
Biz burada kendi ülkemizin otoritelerinden çektiğimiz kadar Fransız devlet otoritelerinden çekmedik, desem yeridir… Bize hakaret edildi. Başörtülerimiz açıldı. Okullarımızdan geri çevrildik. Diplomalarımız yırtıldı. Askeriyede şehidimiz olduğunda bile bizi içeri sokmadılar. Ama biz hepsini sineye ektik. “Bu ülke bizimdir. Bu millet bizimdir bu değerler bizimdir” dedik. “Bir gün bu yanlışlardan dönecekler” dedik, şiddete başvurmadık ve biz kazandık. Bu millet kazandı..."
          Muhammed Durak-Fransa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.