"Geç kaldın onbaşım!.."

A -
A +
“Duyduklarıma, kulaklarıma inanamadım... Dönüp arkama baktım, kimsecikler yoktu...”
 
Yirmi beş yıldır görüşemediğim asker arkadaşımın hastaneden gelen mektubu yüreğime dokundu…
“Geç kalmaz isen onbaşım seni dünya gözüyle son bir kez göreyim” diyordu...
Bozuk Türkçesi ile yazdığı mektubu özetle böyleydi. Elimde mektupla kalakaldım. Gözlerim uzaklara dalıp gitti. Anılar gözlerimde daha dün gibi canlanmaya başladı...
Düğünler ve ölümler o denli çoğalmıştı ki mektubun üzerinden iki hafta geçmesine rağmen Yörük Veli'nin köyüne gidemedim.
Ha bugün ha yarın darken tam 15 gün sonra 12 saatlik otobüs ve bir saatlik yaya, yorucu bir yolculuktan sonra köyüne ulaşabildim. Köyde ilk rastladığım birine selam verdim:
“Yörük Veli'nin evi neresi?”
Köylü bir müddet meraklı gözlerle yorgun suratıma baktı:
“Hangi Yörük Veli hemşehrim? Bizim köyde üç tane Yörük Veli vardı.”
“Vardı” kelimesi içimin cızz etmesine sebep oldu. Kardeşim, asker arkadaşım Yörük Veli yoksa ölmüş müydü?
“Dervişlerin Yörük Veli” dedim. “Hani hastanede yatıyordu.”
Adam bir müddet gözleriyle beni süzdü:
“Geç kaldın hemşehrim... Dervişlerin Yörük Veli geçen hafta öldü. Başın sağ olsun” dedi.
Yetişememiştim… Yörük Veli’yi görmeye yetişememiştim. Geç kalmıştım.
Bari gelmişken mezarını görmeden dönmek olur muydu? Sordum mezarlığı ve mezarını… Köyün mezarlığına gittim. Söylenen mezarı buldum. Bildiğim duaları mezarı başında okudum...
Mezarlıktan ayrılıyordum ki, arkamdan bir ses işittim:
“Geç kaldın onbaşım geç kaldın. Oysa seni görmeyi ne kadar çok istiyordum. Hakkının helal et!”
Duyduklarıma, kulaklarıma inanamadım... Dönüp arkama baktım, kimsecikler yoktu.
Tekrar mezarın başına varıp bir iki saat daha kaldım. Yine bildiğim bütün duaları tekrar, tekrar okudum:
“Affet beni Veli, affet dostum. Bu sefer eşeklik bende oldu, geç kaldım... Gelemedim...”
Bunları mırıldandıktan sonra mezarlıktan uzaklaşıyordum ki, arkamdan yine aynı ses kulaklarımda çınladı:
“Geç kaldın onbaşım, geç kaldın!..”
          Şahin Ertürk-Kütahya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.