“Nereden kardeşin oluyorum senin!..”

A -
A +
“Yusuf, ilaçtan bile acı gelen bu vefasızlığa kahrolmuş, bir daha konuşmamak üzere susmuştu...”
 
 
Kibir abidesi Doktor Gürkan Beyin hor gördüğü şey palto değil aslında elinde büyüdüğü Osman Amca'ydı... Bu baba adam, bu yetmişlik ihtiyar, bunca yıllık ömründe kendini hiçbir adama böylesine mahkûm hissetmemişti. Tek seçeneği vardı; eve gidip şemsiye getirmek.
Nefes darlığı da çeken ihtiyar, iri gövdesini zor taşıyan adımlarla tırmanmaya başladı yokuşu. Yokuşun başına vardığında yorgunluktan yığılıp kalacak kadar hâlsiz hissetti kendini.
Osman Amca taksi içinde şemsiye bekleyen doktora şemsiye getirene kadar yağmur da kesilmişti. Hatta güneş, koyu bulutların arasından bir yol bularak ışıklarını göndermeye başlamıştı bile.
Şemsiye kullanılmadı... Muayene edilecek hasta çok gençti. Dr. Gürkan Bey'in yaşlarındaydı. Son günlerini yaşamakta gibiydi. Yatağın içinde bitkin durumdaydı.
Fersiz gözleri Gürkan Bey'i görür görmez parladı:
-Gürkan, sen misin kardeşim?
-Senin nereden kardeşin oluyorum?
-Aynı okulda okuduk ya hatırlamadın mı?
-Şimdi muhabbet zamanı değil, sessiz olursan muayeneni yapacağım!
Okul arkadaşı Yusuf, ilaçtan bile acı gelen bu vefasızlığa kahrolmuş, bir daha konuşmamak üzere susmuştu…
Gürkan Bey hastayı tanımıştı ama oralı olmadı. Hastayı muayene edip ilaçlarını yazdı. Çantasını toplayıp çıkacakken korktuğu olmamıştı. Osman Amca hiç ikiletmeden ücretini takdim etmişti.
Doktor, tanıyanların tarifine uygun olarak parayı cebine atarken gülümsemiş para, cebin derinliklerine iner inmez orada bir düğmeye değmiş gibi gülümsemesi tak diye kesilmişti...
Hasta bir hafta on gün sonra vefat etti.
Aradan da tam iki yıl geçti. Bu sürede Doktor Gürkan Bey iyice zenginlemişti. Öyle ki öz amcasının bile parmağını pansuman ettiği için para alan doktorun iyilikte, yardımda gözü yoktu.
Zaten çocukluğunda var olan av merakı ona ilçede arkadaş olmuştu. Ve bu tek başına gittiği av hobisi hastalık boyutuna ulaşmıştı.
Haftanın stresini, her pazar günleri gittiği avda atmaya çalışmaktaydı. Artık hem ava gittiği bir arazi arabası hem şehirde kullandığı ayrı arabası vardı. Bir zamanlar sadece lacivert takımı olan doktorun elbise sayısı ve renkleri de bir hayli artmıştı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.