Şehitlerimizin ruhu şad olsun

A -
A +
Sevinç içinde kimi zaman türkülerle, kimi zaman ikili sohbetlerle ilerliyorduk...”
 
"Ölüm nerede nasıl gelir, bilinmez ana!" diyordu kahraman yiğitlerimiz.
Ne hüzün verici bir duyguydu ki, bir hilal uğruna, bir bayrak uğruna bir vatan uğruna can veriyorlar şehadet şerbeti içiyorlar. Onlar ölüme bile birlikte gidiyorlardı. Onlar adına söylenecek hiçbir övgü, yüreğimizdeki yangını dindiremez. Allah yakınlarına sabır versin. Şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Ama ölüm nerede ne zaman nasıl geliyor bu konuda kimin nasıl bir tahmini olabilir ki? Şairin söylediği gibi “Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;/O ne müthiş tipidir: savrulur enkaz-ı beşer...” gibi göğüs göğüse yapılan savaşlarda can vermez de evinde köyünde ayağına bir kıymık batar can verir… Sen ne kadar tedbirli olursan ol bazen gelir takdir seni bulur…
İşte size yaşadığım ibretlik bir hatıra…  Yıllar öncesinde İzmir Poligon'da askerdim. Acemi bölüğünde eğitimimizi tamamlamıştık. Usta birliğimize dağıtımımız yapılmıştı.
Yeni birliklerimize gitmeden önce de bizlere onar gün izin verilmişti. Biz de bu izinlerimizi kullanmak üzere, o zaman İzmir Poligon 2. Dz. Er. Eğt. Alayı'nın içinden, bahriyeli askerler olarak otobüslerimize bindik ve yola koyulduk.
Mersin tarafına gidecek askerler toplu hâlde bir otobüse binmiştik. Hepimiz askeriz ama bu defa aramızda dört ay boyunca aynı bölükteki yani acemi birliğindeki arkadaşlarımız yok.
Diğer bölüklerden değişik arkadaşlar var. Bu sebeple yolda da yeni yol arkadaşları ediniyoruz.
Sevinç içinde kimi zaman türküler söyleyerek, kimi zaman ikili sohbetlerle yol boyu ilerliyoruz. Her birimizin yüreğinde aynı heyecan var. Sevdiklerimize kavuşacağız. Hasret gidereceğiz… On gün de olsa dinleneceğiz.
Ermenek'i geçmiştik… Otobüs artık arkadaşlarımızı birer ikişer indirmeye başlamıştı. İneceği yere gelen asker şoföre haber veriyor, “Müsait bir yerde ineyim” diyordu.
Hepimiz o arkadaşımızı uğurluyorduk, inen arkadaş da otobüste kalanlara el sallıyordu.
Bu şekilde epey zaman geçti. Artık hava kararmıştı. Yolda gelip geçen araçların farları gözümüzü alıyordu. Benim koltuğumun arkasında oturan arkadaşın köyü ana yoldan uzaktaydı.  Arkadaşımız diyordu ki:
-Ben Mut'un bir köyünde bulunan ablamlarda kalacağım. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.