Tüfeğini vermeyen şehit!..

A -
A +
“Orman yangını sebebiyle bedeni ortaya çıkmıştı ama daha dün şehit olmuş gibiydi...”   Ben bir elektrik kalfasıyım. İstanbul’da Huzurlu İnşaat’ta taşeron olarak görev yapıyorum. Size, yanan orman arazisinde gördüğüm şehit askerle ilgili hatıramı anlatacağım... Yıl 1995’ti… Çanakkale, Gelibolu Eceabat’ta bir orman yangını olmuş çevreye hayli zarar vermişti. Yanan bölgenin ağaçlandırılması için çalışmalar yapılacaktı. Ben de o çalışmanın içerisinde görev almıştım. Yangının üzerinden bir hayli zaman geçmişti ama bıraktığı tahribat hâlâ ürperticiydi… Ağaçsız kalmış, yanmış kül olmuş uçsuz bucaksız alan insana büyük bir hüzün veriyordu. Elimizde çam fidanları kazma kürek vb. ilerlerken az ileride bir asker bedeni gördük. Cansız hâlde yerde uzanmış yatıyordu. Ama ortada bir gariplik vardı. Orman yangını sebebiyle bedeni ortaya çıkan askerin kıyafeti günümüze ait değildi. Ayrıca koskoca orman yangınından hiç etkilenmemişti. Yani kılık kıyafeti, postalı, çantası her şeyiyle tam teçhizat daha yeni şehit düşmüş gibi taptaze yatıyordu. Sadece sağ yanağı hafif kararmıştı yangın isi sebebiyle. Bu orman yangında bu şekilde taptaze kalabilmek mümkün değildi. Çünkü yaklaşık yüz metre geride bir orman müdürünün cansız bedenini bulmuşlardı. Adamcağızın bedeni yanmış kömür olmuştu. Hepimiz bu meçhul askerin bir Çanakkale şehidi olduğunu düşündük. Görevliler şehidin cesedini ne yapacağına karar veremiyordu. Bu arada enteresan bir şey daha oldu. Askerin eli, göğsüne bastırdığı tüfeğini sıkı sıkıya kavramış bırakmıyordu. Bu sahiplenmeye çok duygulandık. Çanakkale’den bu zamana burada yatan ama taptaze kalan şehidin bedeniyle ilgili olarak bölgedeki askerî birliğe haber verildi. Çok duygulu bir andı. Bir zaman sonra Alay’dan komutan ve birkaç asker araziye geldiler. Şehidin naaşını alıp gideceklerdi. Durum Alay Komutanına anlatıldı. Komutan şehidin kulağına eğildi: “Oğlum görev bitti, silahını teslim edebilirsin; sağ ol!” dedi. Bu komut üzerine şehit askerin avuçları gevşedi. Görevli askerler besmele çekerek tüfeği, büyük bir saygı ve özenle şehidin ellerinden teslim aldılar. Şehidi de askerî cenaze aracına naklederek gittiler… Aradan 23 sene geçti. O taptaze bedeniyle yerde yatan o şehidin hayali hâlâ hafızamda taptaze durur ve arada bir mırıldanırım: “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda...”            Hasan Bülbül-Kayseri
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.