Bu gözleri bir yerden tanıyorum!..

A -
A +
 “Her nedense bu sefer içimden bu kadıncağıza yardım etmek isteği gelmişti.”
 
 
Bakımsız yüzüne dikkat ettiğinizde kahrolmamak mümkün değildi. Güneşten kavrulmuş yüzü buruş buruştu. Elleri titriyordu, ayakları belli ki vücuduna isyan bayrağı açmıştı. “Yeter bunca sene seni taşıdığımız, artık yük olma bize, in üstümüzden” der gibi iki yana doğru kavis çizerek parantez gibi iki büklüm olmuşlardı...
Eski püskü ve yırtık kabanı onu Kütahya’nın kuru ayazından koruyacağa pek benzemiyordu. Sağ eliyle dayandığı bastonuna sıkı sıkıya sarılmış düşmemek için direniyor gibiydi. Perişan acınacak bir hâldeydi, sol elini titreyerek uzatıp dileniyordu:
“Allah ne muradınız varsa versin. Allah rızası için bir ekmek parası... Allah kimseyi muhtaç eylemesin!”
Ağzından çıkan her iki kelimeden birisi Allah rızası içindi. Bu duyguyla hiç tereddüt etmeden cüzdanımdan çıkardığım kâğıt bir on lirayı avucuna tutuşturdum... Aslından dilencilere para verilmediği zaman bir sorumluluğu olmadığını da biliyordum. Ama her nedense bu sefer içimden bu kadıncağıza yardım etmek isteği gelmişti.
Yaşlı kadın elindeki parayı özene bezene katladıktan sonra kabanın iç cebine koydu ve başını kaldırıp bana baktı. İşte o an dilenci kadın ile göz göze geliverdim.
Aman Allah’ım hayal mi görüyordum? Ben bu gözleri bir yerden tanıyordum.
“Sen… Evet sen…” diye kekeledim.
Sözlerimi tamamlayamadım. Dilenci kadının da önce sağ elindeki baston sonra kendisi yere düştü. Ben şoke durumundaydım. Eğildim kendimce, dilenci kadına yardım etmeye çalıştım. Sokaktaki insanlar da onun düşmesi üzerine yanımıza koşmuşlardı. Onlar da bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, her kafadan bir ses çıkıyordu:
“Kim bu kadın ne oldu?”
“Abi dilenci kadını tanıyor musun?”
“Bayılmış galiba. Kalp krizi geçiriyor olabilir...”
“Hemen birisi ambulans çağırsın!”
Aradılar ambulansı… Tahminen on dakika içinde olay yerine bir ambulans geldi. Dilenci kadını hemen oracıkta muayene ettiler. Sonra sedyeye yatırıp ambulansa aldılar.
Ambulansa ben de binmiştim. Kalp krizi mi geçiriyordu acaba? Ne olur ne olmaz diyerek serum verilmeye başlanmış olmalıydı. Hastaneye yetiştirildiğinde acil servis sonrası yoğun bakıma alınmıştı dilenci kadın.
Bu arada kayıttaki personel de beni soru yağmuruna tutuyordu:
“Beyefendi hastanın nesi oluyorsunuz? Olay nasıl oldu? Hasta kaç yaşında? Bilinen bir hastalığı var mıydı?..” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.