"Bu müdür mü babalık edecek?"

A -
A +
“Artık sevginin ne olduğunu bilmediğimiz için bu insanların hâli bize doğal geliyordu...”
 
 
Tokat Yetiştirme Yurduna gittiğim yıllardı… Buraya ilk geldiğim günü aradan onca sene geçmesine rağmen çok net hatırlıyordum.
Bizi öğretmenle birlikte karşısında gören müdür çok şaşırmış, öfkelenmiş ve başımızdaki öğretmene kızmıştı:
“Niçin onları buraya getirdin! Kaç kez söyledim, bir daha çocuk getirmeyin!” diye. “Kardeşim sayımız çok fazla!”
O an, o haşin o acımasız, o merhametsiz ve de duygusuz sözler yetiştirme yurtlarında yaşamaya mahkûm bırakılan bizlerin minicik kalpleri üzerinde napalm bombası gibi patlıyordu…
Korku bir yandan… İstenmiyor olmanın üzüntüsü bir yandan… Sahipsizliğin çaresizliği bir yandan minik gönlümüzü kerpetenle parçalıyordu…
“Bir daha çocuk getirmeyin!”
Bu duygudaki müdür mü bize babalık edecekti? Bu insana mı sığınacaktık darda kaldığımızda?
Bu mu anlayacaktı çocuk kalbinden?
Oysa dağdaki çobana söyletmek isteseniz, çocukların yanında söylemezdi bu sözleri… Ama biz kaşarlanmıştık… Alışıktık sevgisizliğe… Daha doğrusu sevginin ne olduğunu bilmediğimiz için, bu insanların bizlere uyguladığı sevgisizliği doğal davranış olarak kabul ediyorduk…
Hatta müdürün bu tepkisine içten içe sevinmiştim. Niye mi?
Niye olacak, bu müdür bizi kabul etmeyince bizi geri gönderirlerdi… Böylece alıştığımız eski Yakacık yurdumuza dönerdik. Böylece bu bilmediğimiz yeni yurda gelmemiş olurduk…
Biz çocukça duygularla böyle bir buruk sevinç içindeyken bizi getiren iki öğretmen, çocuk kalbinden de sevgi ve merhametten de uzak müdürü çoktan ikna etmişti…
Biz “inşallah kabul etmezler” diye sevinirken bizi getiren görevli öğretmenin, bizim sevincimizden de fazla ısrarcı olduğunun farkında değildik.
Ve öğretmenimiz bizlerin en azından bir yıl burada kalmamızı istiyordu.
İhsan Bey kâğıtlara tek tek bakmış ve çaresiz kabul ettiklerini bildiren bir edayla mırıldanmıştı:
-Tamam, bir yıl kalsın sonrasında bakarız.
Artık bu yurtta kalacağımız kesindi. Kemal Öğretmen bizimle vedalaştı. Onun arkasından yurt kapısının önünden öylece bakakaldım. Ben daha çocuk yaşta her tanıdığımdan bir şekilde böyle hep ayrı mı kalacaktım? Hep yeni yeni arkadaşlar bulmak mıydı kaderim? Yeni yeni ortamlara alışmakla mı geçecekti ömrüm? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.