“Kızınızın selamını getirdim”

A -
A +
“Günümüzde telefon dolandırıcılığı deniyor ama eskiden de telefonsuz dolandırıyorlardı!..”
 
Meçhul misafir, bir an düşündü ve hiç telaşlanmadan cevap verdi:
-Ha o meseleyi bendeniz hallettim Ahmet Beyciğim… Bendenizin çok şükür Adana muhitinde çok dostlarım var. Rica ettik dostlardan, araya girdiler meseleyi hallettik.  Siz hiç üzülmeyin Ahmet Bey, ben varım ahbap olarak…
Tekrar konuyu torunlarına getirip, torunları çok sevdiğini, çocuk sevgisinin içinde bir gül bahçesi olduğunu filan anlatmaya yorumlamaya devam etti. O kadar nazik ve kibar konuşuyordu ki sözünü kesmek gelmiyordu insanın içinden…
Derken Ahmet Beyin hanımı da elinde iki fincan kahve ile geldi. Kahveyi ikram ederken meçhul misafir dikkati dağıtmak adına “kahve için çok teşekkür ederim” dedikten sonra konuyu yine torunlarına getirdi:
-Şey torunlarınızdan bahsediyorduk değil mi? Oğlan torununuz da kız torununuz da çok iyiler hamdolsun…
Ahmet Beyin hanımı şaşkınlık içerisinde kocasına baktı. Fakat kocası hanımının bakışını görmedi…
Misafir hanımefendinin şaşkın bakışını hissedince:
-Hanımefendi üzülecek bir durum yok merak etmeyin. Benim de evladım var. Allah canlarını sağ etsin… Efendim benim pamuk tarlam var Adana’da… Beş yüz dönüm kadar… Çok şükür para yönünden bir sıkıntımız yoktur… Ankara’ya gelmişken size de bir özel durumu daha arz edeyim dedim.
-Özel durum mu?
-Evet efendim, kızınızın selamı…
-Aaa buyurun beyefendi… Kızım zor durumda filan mı? Bir rahatsızlığı filan mı var?
O yıllarda cep telefonu olmadığı gibi her evde telefon bile yoktu… Haliyle Tüccar Ahmet Bey ve hanımı telaşlandı… Meçhul kibar misafir ise hayli keyiflenerek devam etti:
-Efendim, kızınız samimiyetimize binaen “Ankara’ya gidiyorsan babama iletirsen sevinirim” dedi.
-Ne dedi efendim?
-Biraz para sıkıntısı varmış. Kocasının haberi olsun da istemiyormuş. Ben kendisine “canını sıkma ne kadar lazım ise ben vereyim” dedimse de gurur meselesi yaptı kızcağız, “Hayır siz babama söyleyin o halleder” dedi. Bendeniz bu akşam Adana’ya döneceğim. Eğer bir diyeceğiniz olursa, kendisine memnuniyetle iletirim. Sizi tanıdığıma memnun oldum. Kahve için teşekkür ederim, bana müsaade efendim, izniniz olursa kalkayım… İnşallah sizleri de Adana’ya beklerim… Şeref verirsiniz…
Tüccar Ahmet Bey, “Bir dakika beyefendi” diyerek salondan dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra elinde bir demet banknot para ile salona girdi;
“Bunu lütfen kızıma iletiverin” dedi....
             Süleyman Balçık-Muğla
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.