Evlendiğimiz ilk gece...

A -
A +
"Yanlış yere montaj ve yanlış kullanım yüzünden nice gençler, banyoda sessizce ölüme gitti..."
 
 
Sene 1980’di… Evlendiğimiz ilk gün ve ilk geceydi. Kasım ayı son günüydü. Yatsı namazını yeni gelinle cemaatle kıldık. Namazdan sonra sobaya bakarken bir şey dikkatimi çekti. Sobanın altındaki emaye sac altlığın yüksekliği yoktu. Düşündüm ki; çocukluk yıllarında sobalarımızın altlığı takriben 10 cm kadar yüksek olurdu. Hatta maşa, tavşanayağı, kibrit gibi şeyler de altında olurdu. Sobanın ısısı da halıya sirayet etmezdi...
Gelelim bizim sobaya. Alttaki boşluk olmadığı gibi, üstelik halımız da tek renk ve sentetik ucuz bir halıydı...
Daha memur olalı, bir yıl olmamış az bir birikimle düğün ve temel ev eşyalarımızı alabilmiştim. Sobayı da kaloriferli lojmanda oturan bir arkadaştan ariyet (emanet) olarak almıştık.
Hanıma “Bak hanım bu sobanın altlığı yere yapışık duruyor. Sobanın altı çok sıcak. Emaye sac kızıp altındaki sentetik tüylü halıyı yakabilir. Eğer, bir şey yapmazsak, biz uyurken halı tutuşup dumanı bizi zehirler… Ne yapsak da bu altlığı biraz yukarı kaldırsak ve böylece hava boşluğu olsa” dedim.
Başladık en az 5 cm kalınlığında çıta gibi 2 adet uygun bir malzeme aramaya… Bulmak için odunluğa gittim. Kol gibi uzun iki ağaç dalını soba altlığının ön ve arkasına altına yerleştirdik. Biz farkına varıp altlığı yükseltene kadar, yeşil halı olmuş sapsarı. Kış boyu o altlık öyle kaldı.
Şimdi düşünüyorum da, o gün daha yeni mezun genç bir mühendis idim. İş güvenliğinin adı bile yoktu. Ama hayatta her yerde ve her zaman iş güvenliği varmış, olması da gerekirmiş.
Kim bilir, kimin duası kabul oldu da, Cenab-ı Hak bizi daha ilk gecemizde mutlak bir zehirlenmeden ve ölümden korudu. Sobanın altlığını yükselterek kesin çıkacak olan bir yangını önledik.
1980’li yıllarda şofben facia haberleri çok sık oluyordu. Tüplü şofbenler banyo kazanlarına göre, ileri teknoloji ve pratikti. Ama yanlış yere montaj ve yanlış kullanım yüzünden nice gelin-damatlar, üniversite talebeleri, hayatının baharında nice gençler, banyoda sessizce ölüme gittiler. Hemen her gün bir yerlerde şofben faciası haberini televizyondan, gazetelerden duyar olmuştuk.
Sonra elektrikli, yalıtkan boru rezistanslı şofbenler çıkıp da yaygınlaşınca, gazlı şofbenlerin pabucu dama atıldı da kurtuldu millet, bu illetten.
Herkese kazasız, sağlıklı mutlu yıllar dileğiyle…
           Mevlüt Yavuz-Adana (İş Güvenliği Uzmanı)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.