Bu ne yüzsüz adam böyle?

A -
A +

 

 

“Koskoca adam bir yumrukta boş bir çuval gibi yere yuvarlanmasın mı? Hayret!..”

Çatmışım bir belaya!.. Bu ne yüzsüz adamdı böyle? Her dediğini kabul ederek iş yerime yöneldik. Bu arada içimden diyordum ki: “O brandayı açana kadar yeğenlerimi ararım. Şu kendini bilmez kabadayıya haddini bildiririz...” Dükkâna yaklaştık. “İşte şurası” diye yeri gösterdim. “İn aşağı muavinlik yap” dedi. Ben muavinlik yaparken gaza öyle bir yüklendi ki avazım çıktığı kadar bağırdım: "Hop! Hooop!" Ama koca kamyon geri geri geldi duvara “gümm” diye çarptı. Duvar karton kâğıt gibi içeri geçiverdi. Kamyon fren yaptı ama arka kısmı eve çoktan girmişti bile. Bu, indi aşağıya öfkeyle üzerime yürüdü: -Behey şaşkın! Niye 'dur' diye bağırmıyorsun! -Bağırdım ama duymuyorsun ki? -Niye daha çok bağırmıyorsun! Bu eve açılan zararı sen ödeyeceksin! Senin yüzünden oldu… Ne âlâ memleket… Ama yeğenlerimi çağıracağımı düşünerek “gösteririm ben sana kocaoğlan” diye cevap vermedim, “Tamam o masrafı da ben öderim” dedim. Dediğim gibi o, arabaya çıkıp brandayı açarken ben de bürodaki telefondan yeğenime haber verdim. “Hepiniz toplanın gelin” dedim. Maksadım adama bir güzel meydan dayağı çektirmekti. Dört yeğenim bir solukta dükkânda oluverdi… Adam yeğenlerimi görür görmez bana bağırdı: "Bunları, beni dövdürmek için çağırdın değil mi?" Baktım işi anlamıştı. “Değmez!” dedim içimden. Cevap verdim: “Yok canım ne alakası var. Mal indirmek için çağırdım.” Yeğenlerime de kaş göz ederek bir şey yapmamalarını tembihledim. Fakat onlar diş bilemişlerdi bir kere… Adam branda parasında ısrar edince “olurdu olmazdı” derken canı sıkılan yeğenimin biri adamın çenesine bir yumruk patlattı… O anda umulmadık bir şey oldu. Koskoca adam bir yumrukta boş bir çuval gibi yere yuvarlanmasın mı? Şaştım kaldım. Bu arada iş çığırından çıkmıştı. Ben yeğenlerime hâkim olana kadar adama bir hayli giriştiler. O bana emir verir gibi bağırıp çağıran adam süt dökmüş kedi gibi olmuştu. “Durun vurmayın, tamam gidiyorum” demeye başlamıştı. Yeğenlerime kararlı bir şekilde “Durun!” diye bağırdım. Onları kenara çektim. Adamın branda parasını da verdim. Kul hakkıdır neme lazım, dedim. Onu gönderdim… Fakat tuhafıma giden şu olmuş, ağzımdan şu sözler dökülmüş: “Ben bile dövermişim bunu be!” Gerçekten insan görünüşe aldanıyor bazen. O zamandan sonra ne zaman bir kamyon görsem o pos bıyıklı insan irisi kof şoförü hatırlar acı acı gülümserim…          Tahir A.-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.