Bu nasıl bir memleket?

A -
A +

 

“Beyefendi yere çöktü, duygulandı iki gözü iki çeşme ağlamaya başladı...”

  Sivaslı baba, taksi duraklarını sora sora yine terminalin yanına gelince dedi ki: “Bir dakika hocam, biz sabahleyin şu lokantada çorba içmiştik. Bir de buraya bakalım” dedi. Lokantaya girince oradaki garson hemen tanıdı ve “Abi ceketiniz burada biz de sizi bekliyorduk” dedi. Beyefendi şaşırdı, garsona sımsıkı sarıldı. Garsonu bırakmıyordu. Ticari takside bıraktığını sandığı ceketi meğer lokantada kalmıştı. Şu bizim insanımız ne kadar temiz yürekli bir bilseniz… O garsondaki saflık ve temizlik kadar Sivaslı hemşehrimdeki asalete bakınız. Hemen ceketini alıp cüzdanını çıkardı ve garsona para vermeye çalıştı. “Senden Allah razı olsun, bu senin hakkın delikanlım...” Garson kendini kenara çekiyor: “Abi ben bir şey yapmadım ki, sen bana niye para veriyorsun ki” diyordu. Bu kez bana döndü beyefendi: “Hocam şu parayı al ne olur?” diye bana ısrar etti. “Asla alamam” dedim. “Siz bizim misafirimizsiniz. Öyle şey mi olur?” Herkes bize bakıyordu. Lokantanın sahibi yanımıza geldi. O da çok duygulanmıştı. Vakit de biraz öğle saatiydi. Dedi ki: “Olanlara şahidim, sizlerin bu iyi niyeti karşısında çok duygulandım. Öğle yemeklerinizi ben söylüyorum, beni kırmayın ne olur?” dedi. Beyefendi bunu da duyunca yere çöktü, iki gözü iki çeşme ağlamaya başladı. Sürekli “Bu memleket ne güzel bir memleket Allah’ım” diyordu... Lokantanın sahibi de çok ısrar edince birlikte öğle yemeğimizi yedik. Orada kendisine bizim insanımız da tertemiz bakın siz Sivas’tan geliyorsunuz sizdeki asaleti görüyoruz, Sivas’ımızın insanı da tertemiz. Güzel yurdumuzun insanları gerçekten tertemiz…” dedim. Suça bulaşan ve suç işlemek zorunda kalanların sosyolojik boyutlarını orada anlatmama gerek yoktu zaten… Lokantacı ile helalleşip ayrıldık. Birlikte oturup çay içip biraz daha rahatlamış olarak sohbet ettik. Çok ısrar ettim, “misafirim ol” diye. Ama “Hocam, bize müsaade et biz gidelim” dedi. Aynı gün biletini alıp Sivas’ a yolcu ettik. En güzel dua: “Allahü teâlâ sizden razı olsun” duasıymış. Bu duayı söyleyerek otobüse bindi. Biz de bir kardeşimize yardımcı olmanın gönül rahatlığı ile huzurlu bir şekilde eve döndük. Daha sonraları uzun süre kızının öğrenciliği vesilesiyle de haberleştik. Ama aradan zaman geçince daha sonraları birbirimizden haber alamadık. Sağ ise Allahü teâlâ sağlık sıhhat ve afiyet versin...           Üzeyir Özkan-Balıkesir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.