“İlim Çin’de bile olsa onu arayınız!..”

A -
A +
Kulun, kulluk vazîfesini yerine getirebilmesi için bazı zaruri bilgileri bilmesi lâzımdır.
 
Âmirî el-Haradî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi olup, 816 (m. 1413)’de doğdu. 893 (m. 1488)’de, Yemen’deki Harad’da vefât etti. “Muhtasar-ı Akâid” adlı eserinden bazı bölümler:
Kulun, kulluk vazîfesini yerine getirebilmesi için bazı zaruri bilgileri bilmesi lâzımdır. Bunları bilmek her Müslüman erkek ve kadına farzdır. Allahü teâlâ, Nahl sûresinin kırk üçüncü âyet-i kerîmesinde meâlen; “Bilmediklerinizi, bilenlerden sorunuz! Cehlin ilâcı, sorup öğrenmektir” buyuruyor. Resûl-i ekrem (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) de bir hadîs-i şerîfte; “İlim Çin’de bile olsa, onu arayınız” buyurmuştur. Bilinmesi lâzım gelen bilgiler iki kısımdır. Birincisi farz-ı ayn, ikincisi farz-ı kifâyedir. İtikad bilgilerini öğrenmesi, namaz, hac, zekât gibi ibâdetleri yapmakta mesuliyetten kurtulacak kadar ilim öğrenmesi her Müslüman erkek ve kadına farz-ı ayndır. Bunlardan fazlasını öğrenip, derin âlim olmak, fetvâ verebilecek seviyeye gelmek farz-ı kifâyedir.
Namaz, abdest, oruç gibi ibâdetlerin sahih olması ve kabûl olması îmâna bağlıdır. Çünkü îmân asıl, amel fer’îdir (şubedir). Eğer bir kimsenin itikâdı düzgün olmazsa, bin sene namaz kılsa ve oruç tutsa, bu namaz ve oruçları, ona kıyâmet gününde fayda vermez. Cehenneme gider. Allahü teâlâ, Gâşiye sûresinin ikinci âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle bildiriyor “Birtakım yüzler vardır ki, o gün (kıyâmet günü) zelîldir.”
Mükellef olana önce farz olan, Resûlullahın Allahü teâlâdan getirdiklerine îmân etmektir. İmân, Allahü teâlânın bir olduğunu, Resûl-i ekremin O’nun kulu ve Resûlü olduğunu kalp ile tasdik edip, dil ile söylemektir. İnanılacak şeylere, kalp ile inanmadan sâdece dil ile inandığını söylemek, îmân olmaz. Eğer bu îmân olsa idi, kalben inanmayıp, dil ile Müslümanım diyen münâfıkların mümin olması lâzım gelirdi. İmânın tarifi geniş olarak şöyledir:
Allahü teâlâya, O’nun ortağı ve benzeri olmadığına, O’nun Hayy ve Kayyûm olduğuna, kemâl sıfatları ile muttasıf olup, noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna, Allahü teâlânın meleklerine, Peygamberlerine, Peygamberlerine verdiği kitaplara, kıyâmet gününe, kıyâmet gününün mutlaka vukû bulacağına, hayrın ve şerrin de Allahü teâlâdan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye îmân etmektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.