Yedi güzel kalem ve kelam -2-

A -
A +
AİLE- ÖĞÜT
 
Niçin herkes “ayağını yorganına göre uzat” der de birisi de çıkıp “yorganı niye büyütmüyorsun?” diye önermez?..
 
Yedi adamdan biri bir gün yüreğindeki zarifliği kaleminin gücünde bulmuş bir şiir yazmış, koymuş ki adını Yedi Güzel Adam. Kimdir bu Yedi Güzel Adam, hangi çağın yolcusudur, yolculuk nereyedir?
Fısıltı demiştik, bu fısıltının herkes tarafından duyulacak bir kelimesi var, birlik… Sezai Karakoç Birlik Çağrısı’nda en şiirsel hâli ile seslenir dünyaya. Zarif şairimiz Cahit Zarifoğlu ise "Filistin bir sınav kâğıdı,/Her mümin kulun önünde" dizeleriyle birlik hakikatini sözcüklere sığdırmıştır. Diğer bir fısıltı kelimesi ise İslam…
"Şiir Avcısı" diye anılan Adil Erdem Bayazıt "Elbet kıracağım bir gün bu ihanet kelepçesini" dizeleriyle batıla olan savaştan bahsederken, Mehmet Akif İnan ise "Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde,/Götür Müslümana selam diyordu" dizeleriyle İslam diye haykırıyordu.
Şairlerimizin yanında usta öyküleriyle kalkan gibi duran ayrıntı avcısı Rasim Özdenören ise, İslam ruhunu en ilgi çekici hâliyle yansıtmıştır. Aynı zamanda, İslam ruhunu özlemi duyulan diriliş neslinde arar Sezai Karakoç eseri olan Diriliş Neslinin Amentüsü’nde.
Ve bir diğer şairimiz Doğu ve Batı ayrımını kurşun gibi dökülen kelimelerle anlatan, kendini "Dünya bir bana bir de yalnızlığıma kaldı" dizeleriyle ifade eden Alaeddin Özdenören... Bu güzel adamlardan biri de "abi" dedikleri Nuri Pakdil'dir... Anne diye tasvir ettiği kıymetlisi Kudüs için "Yürü kardeşim,/Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin" der bir nesle ithafen.
Biz gençlerin amacı bu güzel insanların hayatını ezberlemekten ziyade anlamak olmalıdır. Zaten "kalem savaşı" biz gençler için değil miydi? "Yedi Güzel Adam"ı saygıyla selamlıyorum...
           Fatma Sümeyye Pak-Nevşehir
 
 
 
ŞİİR
 
             FATİH VE FETİH
 
Yılların öncesinde fethi ettin tasavvur.
Pak sinene kor açtı, kalmadı zerre huzur.
Hakk’ın lütfu kavidir, ihsanları pek boldur.
Sıdk ile baş koyduğun, ne de güzel bir yoldur.
 
Destanlara sığamaz, yazılsa da bu zafer.
Ecdadının şanını yükseltti her bir nefer.
Ey müjdelere vasıl, basiretli cengâver.
Şu şanlı tarihine şanlar katan muzaffer.
 
Binlerce saf oldular, bu ne muhteşem iklim
Kıldırdın Cuma’sını yekvücut asakirin.
Merhametine mazhar, olur iseniz Rabb’in
Gönüllerle birlikte İstanbul’u fethedin.
 
Şehrin bağrını deler, devasa şahi toplar.
Semaları kuşatır, zalimi seren oklar.
Koparıldı zincirler, zelil oldu tuzaklar.
İlahi lütuflarla, yakın oldu uzaklar.
 
Koca koca gedikler ulaşılmaz surlarda.
Bizans’ın efendisi, hangi kör kuyularda?
Ayasofya’dan uzar, gökteki Ay'a mahya.
Haykırıyor tevhidi cihana gür sedayla.
 
Ulubatlı Hasan ki, dikti burca sancağı.
Başlıyordu diyarda Türklerin altın çağı.
Yükseldi asumana, şehitlerin ruhları.
Ulvi aşk ile mamur, yerinde huzurları.
 
Yeri göğü inleten: Allah Allah sesiydi.
Gemileri yüklenen, Nuh Nebi’nin nesliydi.
Düşmanları kahreden, zaferin sillesiydi.
Çile dolu Fatih’in çağı devirmesiydi.
 
Yüzyıllara hükmetti, seninle yüceldi din.
Yoldaş olmak isterdi, Eyyüb-i Selahattin.
Molla Gürani pirin, hocandır Akşemsettin.
Manevi kumandanı, Eyyüb Sultan fethinin.
 
                                            Zuhal Güzel
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.