Fetih ve aşk -2-

A -
A +
Fetih tohum saçmaktır kara toprağın bağrına, su akıtmaktır kuruyan sinelere. Fatih dikenden gül çıkarandır. Fatih ne güzel komutandır, askeri ne güzel askerdir. Onları seven de onlardandır. Evlad-ı Fatihan’dandır. Her şey bir kelamla başladı. Sevgililer Sevgilisinden muştu geldi. Sonra yollar açıldı, köprüler kuruldu, aşk damla damla büyüdü, göz pınarları çağlayana dönüştü. Sevgi sağanak sağanak boşaldı, sevda selleri coştu. Erenlerin dilinden bal aktı. Gül koktu buram buram burçlarımız. Cennet’e pencereler açıldı surlardan. Var edenin adı yükseldi Ayasofya’dan. Cennet’in izdüşümleri yükseldi İstanbul’da, güneşin ışığı gölgede kaldı. Fetih, pervanelerin ışığa uçuşudur ölümüne. Ölü kalpleri diriltmek için ölüme koşmaktır Fetih. Fetih, Eyüp Sultan’dır, seksen yaşında, surların dibinde, çınarların altında, başların üstünde! Sultanlar sultanının fermanı, âşıkların derdinin dermanıdır Fetih! Alperenlerin âleme hayat veren gözyaşlarıdır, kara toprağı yeşile keser. Akşemseddin hazretleri güneş gibi parlar ufuklarında mübarek şehrin. Gönül Sultanı tahtına kurulur. Güller ona layıktır. Aydınlanır paslı yürekler ak yüzüyle. Göğüslere iman dolar ılık ılık. Ufuklar gül açar, dağlar taşlar dile gelir, haneler gül gül kokar. Fetih, nazlı hilalin İstanbul’un surlarında serin serin esmesidir seher vakti. Fetih aşktır, ‘bir al şala bürünmüş gül endamın’ peşinde sürüklenmektir bir ömür, mah cemali gündüz hayalinde, gece düşünde saklamaktır, gözüne uyku girmemektir geceler boyu. Fetih, gemileri dağlardan yüzdürmektir. Ulubatlı Hasan’ın Cennet kokan al kanıdır Fetih! Fatih’in duasıdır, vefasız ötelere ahıdır! Hakanlar hakanının, er oğlu erlere emanetidir fetih!             İdris İspiroğlu-Niğde                                   ŞİİR              TÜRK BAYRAĞI   Bir bayrak süzülür; şerefle-şânla… Ay, Yıldız nûr saçar “ondaki kanla!” Râbıta kurmuşsa “ana vatanla” Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!   Mekânı, gökyüzü “hiç” yere inmez! Mazlûmun, nâ-çârın sırtına binmez… Zorbadan korkmaz “o” zâlimden sinmez; Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!   Dikilmiş “en soylu kandan” kumaşı, “Onurla” göklere yükselir başı… Hâine-düşmana çatıksa kaşı, Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!   Yer beğenmez; Üç kıtaya sığmamış, Çok kış görmüş… Dağına kar yağmamış; Yedi düvel canavarı boğ(a)mamış… Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!   Rüzgârdan hızlıdır, buluttan yüce; Onsuz aydınlanmaz, karanlık gece… Boyun eğmemişse, yerdeki güce; Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!   Taşır, ULUBATLI “kopsa” kolları; Mehmetçikle aşar, çetin yolları… Ömer, Fethi, Bülent… Katmış alları; Anla ki -işte o- Türk Bayrağı’dır!                      Ahmet Feyzioğlu  
GÜZEL SÖZ   Sabrın alameti şikâyet etmeyi terk edip sıkıntılarını da gizleyebilmektir. (Abdullah Harraz “Rahmetullahi aleyh”)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.