Bilemedik, göremedik, anlayamadık

A -
A +
Bizim, olmuş ve olabilecek ahlâk kaynağımız adıyla ve sanıyla İslâm ahlâkıdır. Bunu anlayamadık; anlaşılacak olan buydu; anlaşılacak olan budur! Bir zamanlar ne olduksa bu ahlâkın yüzü suyu hürmetine olduk ve ne olmadıksa, bu ahlâkı gölgelendirmek ve sonra büsbütün karanlığa gömmek yüzünden olamadık. Bunu bilemedik; bilinecek olan buydu; bilinecek olan budur!
Kafalar arası bir kere daha mahyalaştıralım ki, dünyanın biricik kâmil ve esasî ahlâk manzumesi olan İslâm ahlâkını, bize, Tanzimat’tan evvel ham ve kaba softa, Tanzimat’tan sonra da aynı seciyenin tersi ahmak ve şahsiyetsiz Garp taklitçileri kaybettirdi. Bunu göremedik; görülecek olan buydu; görülecek olan budur!
Bütün intikal ve istihale basamaklarımızda, muhtaç olduğumuz ahlâk doğruluşunun bayrağını açacak terkip ve sistemci Türk mütefekkirlerinden hiçbir haber gelmedi. Böylece güme giden fâtihlik, zaman ve mekânımızı yeniden kazanma yolunda her hamlemiz ruhta dayanaksız kaldı. Sadece dayanaksız kalmadık; en sağlam dayanağımızla ruhumuz arasındaki ulaşma yollarını tıkadık; satıhta süslenmek isterken kökte kuruduk ve nihayet son 50 yıllık emsalsiz ruh ve ahlâk buhranına çattık.
Aklın eşya ve hâdiselere tahakküm hakkıyla ruhun iman ve ahlâk boyunduruğu içine girmek ihtiyacını, birinde dış örneği içimize, öbüründe iç örneği dışımıza tatbik ederek kaynaştıracaktık. Bunu bulamadık; bulunacak olan buydu; bulunacak olan budur!
Maddî ve manevi bütün planlarıyla Türk vatanını, Anadolu’yu, Trakya’yı, köyü, kasabayı, şehri, evi, mektebi, mabedi, sokağı, meydanı, dükkânı, resmî daireyi, her şeyi, her şeyi içine alan yekpare bir cemiyet ve devlet şuuruyla ahlâkın kapısını çalmak; işte kurtuluşumuzun sırrı!
Buna eremedik; erilecek olan buydu; erilecek olan budur! 400 yıldır, anlayamadığımız, bilemediğimiz, göremediğimiz, kurumsallaştıramadığımız seçemediğimiz, yapamadığımız, duyamadığımız, sezemediğimiz, bulamadığımız, eremediğimiz, kendi öz kaynağımızdan ibaretti ve bu kaynak her evin içinde, her köyün ortasında ve her şehrin meydanındaydı. Bilemedik, göremedik, anlayamadık...
           T. Ufuk Acar
 
 
ŞİİR
 
          DİLHUN
 
Fazla alışma rahata
Gün gelir mecnun olursun,
Yâr senin haberin yoktur
Şaire ilham olursun.
 
Sen sanma ki aciz kula
Güzelliğinden yanarsın,
Kim ben gibi baksa sana
O vakit her dem yanarsın.
 
Âşık, bâkiyi bulunca
Fâniye sırtın dönersin
Kalp sınırları aşınca
Kıbleye yüzün dönersin
 
Süleyman Metehan Menteş
 
GÜZEL SÖZ
 
Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil; yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil. Yunus Emre
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.