GÜZEL SÖZ

A -
A +
İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir...
 
 
 
Gerçekten kararlı mısınız? -1-
 
Günübirlik telaş içerisinde belki çoğumuz farkında olmayız. Bazı yerlerde otobüs durakları ile minibüs durakları birbirine yakındır değil mi?
İki toplu taşıma aracı da binebileceği araç olmasına rağmen bir kimsenin hem otobüse hem minibüse binemeyip de elini sallaya sallaya kendi kendine "Eyvah!" ederek yolda kaldığını gördünüz mü hiç?
Kararsız kalmıştır çünkü...
"Minibüse mi binsem otobüse mi?" derken hem minibüs hem otobüs hareket etmiş ve yolcu ikisine de binememiştir...
Ya da bir toplu taşıma aracında oturmaya yer çok iken tercih etmeye başlar insan. “Oraya mı oturayım buraya mı?” derken bazen yerler birer ikişer dolunca da hiç istemediği bir yerde oturup kalmak zorunda kalabilir.
Yolcunun kaybettiği tek şey görünüşte zamandır... Ancak bir sonraki minibüs veya otobüse binerek yolculuğuna kaldığı yerden devam edecektir...
Peki, aynı kararsızlığı başka konulara uyguladığımızda ortaya ne gibi sonuçlar çıkıyor hiç düşündük mü?
İsterseniz aklımıza gelen birkaç örneği sıralayalım:
Direksiyon başında "o tarafa mı gitsem bu tarafa mı gitsem?” diyen nice şoför trafiği bir anda altüst etmiştir. Hatta kazaya sebep olanlar da az değildir.
"O konuyu mu yazsam bu konuyu mu?" diyen kimse hiçbirini yazamadan stres içerisinde kalkar yazının başından.
"O gömleği mi giysem, bu gömleği mi?" diyen memur, çoğu kez servis kaçırma korkusuyla öyle saçma bir kıyafet seçer ki kendi bile şaşırır komik hâline…
"Almanca mı öğrensem, İngilizce mi?" diyen kursiyer hiçbir dili öğrenemez.
"A firmasından mı reklam istesem B firmasından mı?" diyen reklamcı hiçbir firmayla görüşemez.
"O yemeği mi istesem, bu yemeği mi?" diyen müşteri lokantadan aç çıkar...
"O koltuğa mı otursam, bu koltuğa mı?" diyen yolcu ayakta kalır...
"O müşteriyle mi ilgilensem, bu müşteriyle mi?" diyen tezgâhtar, müşterisinden olur...
            Muhsin Taha-Ankara
 
 
 
ŞİİR
 
           ÖZLEDİĞİME
 
Sen, dünyada 5 yapraklı goncasın.
Sen, neşede, tevazuda incesin.
Sen, sırdaşım, dostum, abim, nicesin.
Özledim be kardeş seni, nerdesin?
 
Ömrün vefa dolu günleri nerde?
Beşiktaş düşürmedi seni derde.
Neden şike işleri hep Fener'de?
Özledim be kardeş seni, nerdesin?
 
Bebeler büyüdü boyunca oldu.
Sahi o mavi gözlü kedi n'oldu?
Bahçemdeki güllerin rengi soldu.
Özledim be kardeş seni, nerdesin?
 
Arar, aranırdım, seni bulurdum.
Gözünün içine bakar, dururdum.
Dünya, ahret, senle hayaller kurdum.
Özledim be kardeş seni, nerdesin?
 
                                 Rıdvan Üzel   
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
TEŞHİS: Günümüzde 'tanı' olarak kullanılan teşhis kelimesi hekimin hastalığın tespiti için hastayı muayene edip gerekirse laboratuvar tetkiklerinin yardımıyla bunları sentez etmesi ve hastalık hakkında karar vermesi durumuna teşhis etmek denir. Teşhis bir sorunun veya sıkıntının nereden kaynaklandığını tespit etmek anlamında da kullanılırdı.
 
MUAYEDE: Bayramlaşmak, bayramda birbirini tebrik etmek durumudur. Dinî bayramlara günümüzde de çok önem verilmektedir. Zaten bayram denildiğinde eskiden sadece dinî bayramlar anlaşılırdı. Diğerleri resmî gün idi. Osmanlıda Ramazan ve Kurban Bayramlarının muayedeleri parlak bir törenle yerine getirilirdi. Bugün de resmî bayramlaşmalar yapılmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.