Okullar, eğitim yuvalarımız… -1-

Her ne ki bidayeti vardır, nihayeti vardır. Yani bir şeyin başlangıcı varsa sonu da vardır. İşte üç ay da gözgümüzü açıp kapayıncaya kadar geçti Yeniden beraberiz. Bu güzel günleri, bu neşeli günleri, bu heyecan dolu günleri hep birlikte yaşamak bizlerin en büyük mutluluk kaynağıdır.

Okullarımızın açıldığı bugünlerde istikbal mücadelemiz yeniden hareketlendi.

Kur’ân-ı kerimde mealen “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” buyurulurken; âlemlerin Efendisi "Cehalet bir hastalıktır, bu hastalığı sorup öğrenerek tedavi ediniz”, bir başka hadisi şerifte ise “Nerede ilim varsa orada İslamiyet vardır. İlim Çin’de de olsa alınız” buyurmaktadır.

Okullar, eğitim yuvaları hocaların kafesleridir. Öğrenciler ise bu kafeslerin bülbülleridir. Bülbülsüz kafes neye yarar? Çok şükür bugünlerde kafesimiz şenlenmiştir. Soğuk betonlar bir anda çiçek açmış, gül bahçesi olmuştur. Öğretmen, öğrenci ve velilerimizin her biri bu gülistanın bir gülü, bir çiçeğidir. Bir tekinin eksikliği dahi bu güzel kompozisyonun bozulmasına sebep olur. Eğitimde feda edilebilecek tek bir fert dahi yoktur. Zira bizim kültürümüzde bir canı kurtarmak bir âlem kurtarmak demektir. Bir kişiyi kaybetmek ise âlemi kaybetmekle eş değerdir.

Bilgisiz insan yaşarken ölmüş demektir. İlimsiz insan canlı cenazedir. Üstat Necip Fazıl böyleleri için "Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?” diye sorar.

Unutmayın siz bir şeyi ne kadar isterseniz o şey de sizi o kadar ister. Ve bir şeyi ne kadar istediğiniz, ne kadar arzuladığınızı onun uğrunda sarf ettiğiniz emek belirler. Her şeyin bir sağlaması vardır. Hedeflerimizin sağlaması ise bıkmadan, usanmadan, yorulmadan çalışmaktır. Eskiler maksat sahibi deli gibi olur buyurdular. "İstikbal savaşı" her gün biraz daha zorlaşsa da bizim inanmışlığımız karşısında dize gelmeyecek bir engel bulunmamaktadır.

 

 

 

Bir lokma ekmek için

Gittim gurbet ellere

Bir dostum gelir diye

Hep bakındım yollara

 

Felek vurdu darbeyi

Düştüm hastaneye

Karardı benim dünyam

Dündü mahpushaneye

 

Öksürük boğdu beni

Kan gelir ciğerimden

Onlardan ayrı kalmak

Derdime dert ekliyor

 

Ne olursun doktor bey

Bana bir şeyler söyle

Allah’ım hiç kimseyi

Dertli etmesin böyle

 

Toplandı hemşireler

Okuyorlar dosyayı

Bu adam bitmiş artık

Boylar öbür dünyayı

 

Ecel gelince elbet

Gideceğiz dünyadan

Allah’ım ayırmasın

Kur’ân ile imandan

 

Yaradan’ın emrine

Boyun eğer Süleyman

Elveda sevenlerim

Ha bu fani dünyadan

 

 

 

*Bardak izinden kurtulmak için, kâğıt havluya bir iki kaşık mayonez sürüp marleydeki veya mobilyadaki bardak izinin üstünden geçirirseniz bir on beş dakika içinde izlerin kaybolduğunu göreceksiniz.

*Kış yaklaşıyor, bir pet şişenin 3'te birini sirke, kalanını da su ile doldurarak buz eritme spreyi yapabilirsiniz. Arabanızın camlarına bu spreyi sıktığınızda buzlar eriyecektir. Sirkenin arabaya yan etkisi yok…

*Minik öğrencilerimize kurşun kalem alırken uçlu kalemleri tercih ederseniz hem kalem açma derdinden kurtarırsınız, hem de uç aynı ebatta olacağı için yazılan yazılar da aynı kalınlıkta ve düzgün olacaktır.

*Silgi alırken yumuşak olanına dikkat ediniz ki silerken sayfanın yırtılmaması ve kalem izinin kalmaması için çok önemlidir.