Millî kültürümüzü öğrenmek istiyoruz

A -
A +

Bitsin, artık şu yabancı kültür ve medeniyetlere hayranlığımız. Bitsin, artık, şu yabancı kültür ve medeniyetler karşısındaki ezikliğimiz ve yenikliğimiz. Bitsin, artık, Türk-İslam kültür ve medeniyetine, sinsice tahrip oyunları… Bitsin, artık, şu “yabancıların" ve “yabancılaştırılmış" çevrelerin tertipleri…

Artık herkes anlasın ve görsün ki, bu millet, dinine, diline, tarihine, bayrağına, sanatına, millî tecrübelerine kısaca kendi kültür ve medeniyetine bağlı kalarak da dünyanın en ileri ve en güçlü cemiyeti olabileceğine inanmaktadır. Yani, yüzde yüz Türk, yüzde yüz Müslüman ve yüzde yüz medeni olmak mümkündür. Bunu, atalarımız, defalarca ispat etmediler mi?
Türk Milleti, genç nesillerin “tarihî kitaplığından” koparılmasına razı değildir. Türk Milleti, “kendi klasiklerini” öğrenmeden, yabancı kaynaklara yönelmekten tedirgindir.
Türk Milleti, kendi okullarında, Türk-İslam kültür ve medeniyeti yerine, Greko-Latin kültür ve medeniyetine ağırlık verilmesini bir türlü içine sindirememektedir. Türk Milleti, kendi kültür ve medeniyeti konusunda cahil bırakılmasından muzdariptir.
Birkaç “otodidakt” (kendi kendini yetiştirmiş kişi) dışında, ülkemizde, milyonlarca okumuş-yazmış kişi, kendi kültür ve medeniyetinin yetiştirdiği “cahiller”den, onların “eser” ve “üsluplar”ından habersizdir. Bildiklerimiz de “kulaktan dolma” şeylerdir.
Gerçekten de sorulmaya değer; kimdir Mimar Sinan, kimdir Mimar Mehmed Ağa, kimdir Itri, Dede Efendi, kimdir Molla Fenari, İmam-ı Birgivi, İbn-i Kemal, Ebusuud Efendi?
Evet, gerçekten bunları, biyografileri ile eserleri ile üslup ve ifadeleri ile, dünya görüşleri ile tanıyor muyuz? Bunların yaptıklarını, yazdıklarını okuyup değerlendirebiliyor, görüp anlayabiliyor muyuz? Bunu başarabilecek nesiller yetiştirme diye bir meselemiz var mı?
Muhatabımız kimdir bilmiyoruz, derdimizi kimlere anlatacağımızı kestiremiyoruz.
Ama son sözümüz şu: "Bizler, millî kültür ve medeniyetimizi öğrenmek istiyoruz. Lütfen, yolumuzdan çekilin!”
            Mehmet Can
 
 
 
ŞİİR
 
 
              GÜL BABA
 
Huzuruna geldim canım Gül Baba
Ne olur huzura al beni beni.
Takatim kesildi kaldım yollarda,
Ne olur huzura al beni beni.
 
İsmini duydum da dergâha geldim.
Seninle ağladım seninle güldüm
Ben kendimi daha yenice bildim
Ne olur huzura al beni beni.
 
Himmet eyle şu garibin yaşına,
Yüzüm sürem toprağına taşına;
Selam verem gökte uçan kuşuna,
Ne olur huzura al beni beni.
 
Dördüncü Murad’a verdiğin gülden,
Bir gül de çıkarttır şu bizim çölden.
Çaresizim bir şey gelmiyor elden,
Ne olur huzura al beni beni.
 
Gül Baba’sın Güllüce’nin gülüsün.
Konuşamaz dilsizlerin dilisin,
Dua et de yürümeyen yürüsün,
Ne olur huzura al beni beni.
 
Hasipoğlu Gül Baba’ya söyledi.
Bilmem neler etti neler eyledi.
Bütün dileklerin Hakk'tan diledi.
Ne olur huzura al beni beni.
 
       Cumali Çevik-Niğde
 
 
 
MERAKLI BİLGİLER
 
Enerji meridyenleri nedir?
Enerji meridyenleri geleneksel tıbbın vücutta var olduğunu kabul ettiği enerji akımlarını tarif etmeye yarayan hayali çizgilerdir. Çin tıbbında akupunktur noktaları olarak bilinen bu enerji noktaları, iğnelerle veya fiziksel basınç uygulanarak enerjinin akımının sağlanmasına açığa çıkarılmasına veya vücuda bir uçtan bir uca dağılmasını sağlamaya yönelik noktalar olarak bilinir.
Bu meridyenlerin akışı değişkendir. Her organı ve her psikolojik sistemi etkilediği kabul edilir. Bu sebeple akupunktur bağışıklık, sinir, endokrin, dolaşım, solunum, sindirim, iskelet, kas ve lenf sistemlerini de meridyenler üzerindeki noktalar sayesinde etkileyebilmektedir.
Her sistem en az bir meridyen tarafından beslenir. Meridyenlerden akan enerji, bedenin kan dolaşımına benzer şekilde dolaşım yaparak vücuttaki hayatiyeti ve dengeyi sağlar. Tıkanıklıkları giderir, metabolizmayı düzenler. Hatta hücre değişiminin hızını ve formunu bile belirlemede etkilidir. Meridyenler üzerindeki enerji akışı, kan akışı kadar önemlidir. İnsan hayatı bu bakımdan meridyenlerdeki akışın sağlıklı olduğu kadar sağlıklıdır. Bir veya birkaç meridyenin enerjisi tıkandığında veya düzensizleştiğinde, o meridyenin beslediği sistem de tehlikeye girecektir.
 
ATASÖZÜ
 
Kurak yere ekin ekme, akıntıya kürek çekme.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.