Çelebi Sultan Mehmet ve…

A -
A +
Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’dir fakat devletin 500 sene daha devam etmesini sağlayan ve sağlam temeller üzerine kurulmasını temin eden kişi Çelebi Sultan Mehmet’tir. Tarihçiler o kıymetli padişah için "devletin ikinci kurucusu" ifadesini kullanırlar ki kesinlikle doğrudur. 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı mağlubiyeti sonrası 10 yıl kadar süren şehzade savaşları ve karışıklıklar ile geçen sıkıntılı döneme Fetret Devri denir.
Şehzadeler arasında sultan olma ihtimali en zayıf olanın Çelebi Mehmet olduğu söylenir fakat güçlü kişiliği ve üstün idarecilik yeteneği sayesinde taht ona nasip olmuştur. 1413 yılında yönetimi tamamen ele almış, taht kavgalarını sona erdirerek devletin başına geçmiştir. Devlet-i âlinin tekrar Fetret Devri gibi bir dönem yaşamaması için de elinden gelen çabayı sarf etmiştir. 1421 yılında hanedanlığı oğlu İkinci Murad’a teslim ettiğinde aslında o gün imparatorluğun temelleri atılmıştır.
Çelebi Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu için ne ifade ediyorsa Recep Tayyip Erdoğan da bugün bize onu ifade etmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin birinci başkanı, ülkeyi yıkmak ve milleti parçalamak isteyenlere karşı müthiş bir dirayet göstermiştir. Devleti sağlam temellerin üzerine kurarak ülkemizin yakın bir tarihte  “süper güç” olmasının yolunu açmıştır.
Erdoğan, çıraklık dönemi dediği ilk dört sene önce devlet ve bürokrasinin işleyişini anlamaya çalışmış, hiçbir şer grubunu karşısına almamaya gayret göstererek ince bir siyaset izlemiştir. Bu arada ekonomi, sağlık, ticaret ve sanayi alanlarında ülkeyi on kat ileri taşımıştır.
Bana göre, önümüzdeki 50 yıl içinde dünyanın en güçlü üç ülkesinden biri “Türkiye“ olacaktır. Bu durumda bizi “Süper Güç” yapacak Fatih Sultan Mehmet’ler aramızda gezmektedir...
              İhsan Ağır
 
 
 
ŞİİR
 
    Göğün gürültüsü
 
Gökyüzünün derin dalgası...
kirli toprağı arındırmak için
yeryüzüne tescil eden yağmur,
elçilik ediyor kulaklarıma.
tüm ihtişamı ile,
tüm gücü ile kükreyecek olan semanın
haberini veriyor.
 
Hisleri kuvvetli bir ceylanın,
avcısını dinlemek adına kabarttığı
kulaklar misali,
kabarttım kulaklarımı.
gözleri kör eden bir yıldırımın ardından,
kulakları sağır etmeye yetecek gücü barındıran,
o kükreme,
gökyüzünün derin dalgası.
 
Hükmediyor yeryüzüne.
öyle bir güç ki,
kocamış adamları ağaç kovuğuna sokuyor.
öyle bir güç ki,
hükümdarından çobanına tüm insanlığı ürkütüyor.
tüm varlıklar âlemine, acizliği tattırıyor,
gökyüzünün derin dalgası.
 
Yıkık insanlığın çığlılarını yutmuş,
çocukların gözyaşlarını saklamış,
kırılan kalpleri toparlamış,
kimilerinin pişmanlığını kimilerinin suçlarını saklamış.
kazan misali tüm duyguları toparlamış bu gece,
gökyüzünün derin dalgası..
 
Camdan bir tavan sanki gökyüzü.
düşüyor,
adaletini yitirmiş,
zulme tapan yeryüzüne.
bir haykırış kopuyor gökyüzünden,
işte o,
o, gökyüzünün derin dalgası...
 
          Bahtınur Yılmaz
 
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
MUKAYYED: Arapça sıfat olan “kayd” kelimesinden türemiş olan bir kelimedir. Birincisi kayıtlı, bağlı, bağlanmış anlamı oluşur. İkincisi de ayağında zincir veya pranga bulunan kimseye verilen sıfattır. Maliyede ve muhasebede kaydolmuş deftere geçmiş anlamında da kullanılır. Halk dilinde de sahip olmak, gözünün önünden ayırmamak, ilgilenmek ilgili olmak anlamında kullanılır.
 
ATASÖZÜ
 
Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.