Kırk gün sonra…

A -
A +

Meşhur hadisedir, İmam-ı Azam hazretlerine çok bal yediği için hasta olan bir çocuk getirirler. Çocuğa nasihat etmesini isterler. Zira çocuklar hocalarını herkesten daha çok dinlerler. Fakat büyük imam, "Şimdi gidin, çocuğu kırk gün sonra tekrar getirin" buyurur...

Kırk gün sonra gelirler. Mübarek, "Evladım, bal yeme, yoksa hasta olursun" buyurur. Çocuk, "peki efendim" diyerek bir daha bal yemez.
Uzak yoldan gelen aile dayanamayıp, "Efendim, neden kırk gün önce söylemediniz de bizi bunca zahmete soktunuz?" diye sorarlar.
İmam-ı azam hazretleri "Önceki gelişinizde kahvaltıda bal yemiştim. O günden beri bal yemiyorum. Henüz balın tadı ağzımdayken sözümün tesiri olmazdı" buyurur.
Nitekim Seyyid Ahmed Mekki hazretleri "Kelam, mütekelliminin sıfatı olmayınca, samiine tesir etmez" buyurdular ki, (söz, söyleyenin sıfatı-karakteri hâline gelmedikçe, dinleyene etki etmez) demektir.
Resûlullah efendimiz Mirac'a çıktığında, bazı insanların ateşten makaslarla dudaklarının kesildiğini görür. Cebrail aleyhisselama, bu insanlara neden böyle azap edildiğini sorar. Cebrail aleyhisselam, "bunlar dünyada iken insanlara öğüt verirlerdi, insanları kötülükten menederlerdi, lakin kendileri yapmazlardı" buyurdu.
Bizim dinimiz yaşanmak için gelmiştir. Seyyid Ahmet Arvasî Hoca "İslam’ı kurtarmayı bırakın, İslam’la kurtulmaya bakın" demiştir.
İslam âlimleri buyuruyorlar ki: İnsanlar helak oldu, ancak âlimler kurtuldu. Âlimler de helak oldu, ilmiyle amel edenler kurtuldu. Yapanlar da helak oldu, ancak Allah rızası için yapanlar, ihlaslı olanlar kurtuldu...
Bugün millet olarak sözümüzün eri olma vaktidir. Yıllardır dilimizden düşürmediğimiz dürüstlük ve ahlak kelimelerini marketlerde, mağazalarda, çarşıda-pazarda, hayatın her alanında gösterme vaktidir. Dedelerimizin bizlere her alanda tertemiz bir miras bıraktığı gibi; bizim de çocuklarımıza, gelecek nesillerimize nasıl bir miras bırakacağımıza karar verme zamanıdır...
           İdris İspiroğlu
 
 
ŞİİR
 
        Gençlik
 
Çokları ilk gençliğinde
Hülyalı olur, sevdalı olur
Ekmek elden, su gölden
Evin parası cebinde
Karun misali olur.
 
Kaç kişi çıkar o devirde
Geçici dünyada insana
Kalıcı değil ana baba
Bunu derinden bilir de
Takar dişini tırnağına.
 
Hey gençlik, gençlik, gençlik
Avarelik günleri
Ne tatlıdır o yok mu?
Duymamak yokluğunu
Dünyada hiçbir şeyin?
 
Hey gençlik, gençlik, gençlik
Kitaplarda bunalmış
Bir gencin hüzünleri
Elde yok, avuçta yok
Mahrumiyet günleri.
 
    Behçet Necatigil
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
ON DAKİKA OVMAK YETİYOR
Grip ve soğuk algınlığı tam da bu mevsimlerde izi yakalıyor. Soğuk sıcak dengesinin değişikliğine kendini ayarlayamayan vücut nezleye soğuk algınlığına yakalanabiliyor. Bilindiği gibi nezle ve grip olunduğunda nane limon ıhlamur ilk akla gelenlerdir. Çünkü C vitaminine ihtiyaç vardır. Limon en büyük C vitamini deposudur.
Şimdi konuyla ilgili yeni yöntemler öneriliyor. Vücuda C vitaminini topuktan ve ayaktan göndermenin hiç tahmin edilemeyecek derecede hızlı olduğunu keşfeden uzmanlar ikiye kesilmiş limonlarla ayak topukları ovulmaya başlandığında on dakikalık masaj ile C vitamini depolamış olacağınızı ve grip ve nezleden neredeyse hemen kurtulacağınızı öneriyorlar. De dersiniz denemeye değer mi?
 
ATASÖZÜ
 
Bal bal, demekle ağız tatlanmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.