ATASÖZÜ

A -
A +
Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir!..
 
 
 
Ekmeğimle oynarken -2-
 
Sizi memuriyetinizden edebilmek için bazı klasik taktikleri uygulayarak özelden, işi sulandırarak ve kişiselleştirerek ekmeğinizle oynamaya çalışırlar.
Onlara göre siz istifanızı cebinizde taşıyorsunuzdur. Onlara göre memuriyete uygun değilsinizdir. Onlara göre size ait olmayan sosyal medya hesapları size aittir. Onlara göre tutunamayacaksınızdır. Onlara göre hesap vermek zorundasınızdır. Onlara göre kendinizi savunmak zorundasınızdır. Müdürler onlardandır. Şefler onlardandır. Onlar bir aile gibidir. Oranın kanunlarını, yönetmeliklerini, kurallarını yazılı olmayan bir şekilde alınlarında taşırlar. Oranın ağaları, paşaları, kralları, reisleri onlardır. Sizin yapmanız gereken onlara uyum sağlamaktır. Hesap vermeniz gerektiğinde hesap vermelisinizdir. Suç isnat ettiklerinde o suçu kabul etmelisinizdir.
Arkanızdan açık arandığında ve konuşulduğunda temiz olsanız bile kirli olduğunuzu söylemelisinizdir. Çünkü farklı bir renk benzer renklerin içinde çok sırıtır. Aksi hâlde ekmeğinizi ağzınıza götüren, lokmalarınızı çiğneyen öğütücü dişleri hareket ettiren, banka hesabınıza maaşınızı yatıran onlar olmadığı hâlde bu şekilde bir izlenim uyandırılır ve siz ziyana uğrayanlardan olursunuz.
Şüphesiz bu ülkedeki her teşkilatta durum bu şekilde işlemiyordur. Birbirlerinin açıklarını aramayan, birbirlerine güvenip dayanan ve gözlerindeki ışıkla işinizi daha iyi yapabileceğinize inandığınız insanların çalıştığı taşra teşkilatları da vardır.
Kazanılan para ve karın doyuran ekmek hakkında da bir şeyler yazmak isterim. Bildiğiniz en değerli kâğıdın köşesinden yırtın ve onu ağzınıza koyun. Hayır, çiğnemeyin, yutmayın; sadece o, dilinizin ve damağınızın kenarında bir iki saniye beklesin. Kendini tükürmek ve kusmak zorunda hissetmeyen birileri de çıkar eminim. Ama çoğunluk bu şeytan başlı zakkum ağacı aromasındaki şeyin tadının damağından gitmesi için bildiği en zehirli ve acı şeyi ağzına götürmeye dünden hazır hissedecektir kendini...
            Mustafa Bilgücü
 
 
 
ŞİİR
 
              “Dilimiz Kimliğimiz”
 
İstersen var “Târih”e; “antik” ara, “soy” ara;
İster “Piri Reis” ol, kitapla “Bahri” tara;
“Engürü”den bugüne, yazın-sözün “Ankara!”
İstersen “Hacer” gibi, “Zemzem”le olsun kanış;
İster “Köroğlu” kesil, “zulme” çek baştankara!..
 
            “Dilimiz kimliğimiz”, hem de “dînimiz olsun”;
            İster “fennin” yolunda, seçkin “ilminiz olsun!..”
 
İster “Fizik-Kimya”da, sen “Nobel”i alan ol;
Onca “test” ve “sınav”da, ister sona kalan ol;
İster “siyasi” deha, “politik” bir falan ol!..
İster “Tevhîd”i söyle, “Rabb’il-âlem”i anış;
İster “ebter” desinler, “mezar taşsız” yalan ol!..
 
            “Dilimiz kimliğimiz”, hem de “dînimiz olsun”;
            İster “fennin” yolunda, seçkin “ilminiz olsun!..”
 
İster “edîb-şâir” ol, sözlerin “şiir” olsun;
İster “tarik” yolunda, “gavs” denilen “pîr” olsun;
İster “kalbi uyanık”, ağzında “zikir” olsun!..
İster “Kâbe”ye doğru, kervanlar olsun tanış;
İster “Hirâ Dağı”nda, dökülen bin “kir” olsun!..
 
            “Dilimiz kimliğimiz”, hem de “dînimiz olsun”;
            İster “fennin” yolunda, seçkin “ilminiz olsun!..”
 
İster “esnaf-tüccar” ol, “alışverişin” haktır;
Her ne verip aldıysan, gün gelip bulacaktır;
Şu “boynuzsun koç” var ya, “hakkını” alacaktır!..
“Müslüman’ım” diyende, aynen hep bu inanış;
Hayvanlar ol “Araf”ta, hep “toprak” olacaktır!..
 
            “Dilimiz kimliğimiz”, hem de “dînimiz olsun”;
            İster “fennin” yolunda, seçkin “ilminiz olsun!..”
 
                       Ali Kayıkçı-Derebahçe/Samsun
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
EDEB-ERKÂN:  Erkân Arapçada temeller, esaslar, direkler anlamlarına gelmektedir. Manevi eğitim gören bir tasavvuf öğrencisinin her yerde ve her an, daima kendisini gören, her hareketini bilen Allah'ı düşünerek ve buna bağlı olarak ağzından çıkan sözlere, yaptığı hareketlere dikkat ederek, edep üzere bulunması hâline de erkân denir. Direkler manasına gelen "erkân" sözü de, tasavvuf okulunun usulü ile ilgili bir terimdir. Her dervişin, bu konuda da bilgili olması ve ona göre hareket etmesi gerekmektedir. Edep ve erkân konusunda hatalı davrananlara "edep, erkân bilmez" ifadesi kullanılması bundandır. Halk arasında da lafını sözünü bilmez, patavatsız, laubali davranışlı kimseler için yine bu tabirin kullanıldığı ve Anadolu’da birçok türkülerde bu ifadelere yer verildiğini görmekteyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.