Dostun kim, düşmanın kim gör oğlum!

A -
A +
Cumhurbaşkanımızın Hatay sınırında askerî kamuflaj giyerek dünyaya meydan okuduğu ziyarette sanatçıların türkü söylemesi, CHP ve avanelerinin günlerdir dilinde…
Yerden yere vuruyorlar…
Geziye katılmadım ama, yayınlanan videoları izledim.
Ne söylemişler?
Esat Kabaklı, millî ve manevi duygularla yüklü ‘Bil Oğlum’u okumuş;
 
Gün gidende ay gelende gel oğlum, 
Cihan yanar, sen gülende gül oğlum.
Bir yol vardır Hak yoludur, bul oğlum,
Yeri bilmek, göğü bilmek, bil oğlum.
 
Çabuk büyü, çabuk yetiş, tez oğlum,
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum.
 
Gez oğlum, 
Vatanına göz dikeni ez oğlum! 
Dostun kim, düşmanın kim, sez oğlum,
Tarihini şerefinle yaz oğlum.
***
Sonra İbrahim Tatlıses almış mikrofonu eline.
-Ki, Kürt olması hasebiyle verdiği destek çok önemli…
O da, askerimizin eğitimlerde sıkça söylediği Yaylalar türküsünü, sözlerini değiştirerek okumuş;
 
Baktın Afrin hoş değil…
Yaylalar, yaylalar…
Menbiç’i dolaş da gel…
Dilo dilo yaylalar...
***
Sanatçılar, askere moral için bunları okudu diye kıyametleri koparanlar ise ibretlik…
Tescilli vatan haini FETÖ’cü ve PKK yandaşları...
Bir de CHP’liler…
O zaman şunu soralım;
Askerimize destek için CHP neden sınıra gitmedi?
CHP’liler Çanakkale Şehitliği’nde içkili âlem yaparken,
HDP ile birlikte ortak mitingler düzenleyip meydanlarda Öcalan afişleri sallarken,
“Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, ‘Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez’den tiksindiğim kadar” tweeti atan Sera Kadıgil’i parti yönetimine seçerken,
“Devlet katil değil, seri katil” paylaşımları yapan Canan Kaftancıoğlu’nu İstanbul İl Başkanlığına yükseltirken,
Belediye başkanınız HDP barajı geçti diye pilav dağıtırken,
Genel Başkan Yardımcınız TSK’ya ‘katil’, PKK’ya ‘özgürlük savaşçısı’ açıklamaları yaparken niye sesiniz çıkmadı?
Bakın, FETÖ taşeronluğunda CIA organizasyonu 15 Temmuz darbe girişimine verdiğiniz desteği, Zeytin Dalı Harekâtı’nı engellemek için sarf ettiğiniz çabayı saymadım bile…
Siz şimdi ‘vatansever’ oldunuz da, söylenen kahramanlık türkülerini, askerlerin başkomutanla çektirdiği selfie’yi eleştiriyorsunuz, öyle mi!
O zaman, inadına Mehmetçiğimize gelsin bu türkü;
Vatanına göz dikeni ez oğlum! 
Dostun kim, düşmanın kim, sez oğlum,
Tarihini şerefinle yaz oğlum…
 
************
 
Bu adama nasıl konsolosluk yaptırdın ey AK Parti?
 
Öztürk Yılmaz…
CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı…
Musul Konsolosu iken ‘karanlık’ bir şekilde konsolosluk binamızı DEAŞ’a teslim eden ve sonra da kendisine Muhasebeci Kenan dedirterek, teröristlerin elinde kamufle olmayı başaran (!) isim.
Gerçek yüzünü, CHP’ye katıldıktan sonra gösterdi…
Kim Türkiye düşmanı, gitti onun yanında saf tuttu, ülkemiz aleyhine demediğini, yapmadığını bırakmadı.
Son marifeti, cezaevindeki Selahaddin Demirtaş’ı ziyaret etmek oldu.
Bir talimatıyla PKK’lıları sokağa döküp, 52 vatandaşımızı katlettiren Demirtaş’ı…
Müsaadesiyle gittiği Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘iş birliği’ mesajını da götürmüş.
Beyefendi emir buyurdu, Demirtaş serbest bırakılmalıymış…
Bu Öztürk Yılmaz’ın son zamanlarda öyle sivri çıkışları var ki, tahminim CHP Genel Başkanlığına oynuyor.
Ama beni ilgilendiren kısmı bu değil…
Böyle bir adama, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak nasıl konsolosluğumuzu emanet etmişiz,
Nasıl olmuş da ülkemizi temsil etme görevi vermişiz!..
Ve buradan çıkan daha ürpertici bir şüphe…
Umarım görev başında başka Öztürk Yılmaz’lar yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.