“Neden yeni anayasa?” sorusuna cevap aradık: Çağın felsefesine uyum sağlayamıyor

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
“Neden yeni anayasa?” sorusuna cevap aradık: Çağın felsefesine uyum sağlayamıyor

Gündem Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Uzmanlar, yapılan değişikliklere rağmen anayasadaki vesayetçi anlayışın tasfiye edilemediğine dikkat çekerek “Bu ayıptan kurtulmalıyız. Her ferdi kapsayacak, dünyadaki gelişmeler de hesaba katılarak çağımıza uygun yeni bir anayasa yapılması gerekiyor” dedi.

EMRAH ÖZCAN ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni ve sivil anayasa çağrısı, bütün siyasi partilerin ve milletin yeni anayasa talebini dile getirmesi bakımından güçlü bir çağrıya dönüşürken başta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un çalışmaları olmak üzere bu yöndeki çabalar arttı. Türkiye’nin katılımcı bir usulle yeni ve sivil bir anayasa yapma ihtiyacının en büyük dayanağı darbe ürünü olan 1982 Anayasası’ndan kurtulma isteği. 12 Eylül darbesinin otoriter ve antidemokratik izlerini barındıran anayasada zaman zaman birçok kez değişikliğe gidilse de hiçbir zaman halkın anayasası olamadı. Gelişen ve modernleşen Türkiye’nin ihtiyacını karşılayamamasından dolayı yeni ve sivil anayasa ihtiyacı artık her kesim tarafından dile getirilmeye başladı.

“VESAYETÇİ ANLAYIŞ TASFİYE EDİLEMEDİ”

Yeni anayasa talebinin sebeplerini uzmanlara sorduk. Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının Türkiye’nin modernleşme ve anayasal devlet olma mücadelesinde kazandığı başarı ivmesi ve bunun getirdiği siyasi olgunluk ve öz güvene dayandığını söyledi. Bu zeminde hem iktidarın hem de muhalefetin kazanacağına dikkat çeken Yılmaz şunları kaydetti: Bütün siyasi partiler, yeni, sivil ve katılımcı bir anayasa vadetti. Yeni anayasa, siyasetin müzakere ederek ortak bir payda inşa etme fırsatı sunuyor. Türkiye’de 12 Eylül 1980 sonrasında yaptığı birçok anayasa değişikliğine rağmen vesayetçi çerçeveyi tam olarak tasfiye ettiğimiz söylenemez.

Bu büyük geleneği ve tecrübeyi dikkate alarak, dünyadaki gelişmeleri de hesaba katarak, Türkiye yeni bir anayasa yazmak istiyor. Böylelikle geçmişiyle yüzleşmek, hesaplaşmak aynı zamanda yeni imkânlar çerçevesinde dünyaya intibak edecek bir çerçeve çizmeyi arzuluyor. 

“İSTİKRARIN DEVAMI İÇİN...” 

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçmesinin meydana getirdiği ciddi bir siyasi istikrarı devam ettirme geleneği ortaya çıkmış durumda. Yeni anayasada bunu muhafaza etmek istiyor. Ciddi bir anayasa müktesebatı var. Bunu da TBMM, siyasi liderliğinin müzakere kabiliyeti ile hayata geçirebilir.

“BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ BARINDIRIYOR”

Hukukçu Cüneyt Toraman da Türkiye’nin bir an önce darbe anayasasından kurtulması gerektiğini söyledi. Toraman “Darbe anayasası demek devletin bütün kurum ve kuruluşlarının bazı kanallar aracılığıyla kontrol altına alınması demek. Bu sadece Türkiye’ye mahsus değil. ABD 40’tan fazla ülkede darbe gerçekleştirdi. Bu ülkelerde tamamına yakınında 1961 Anayasası’na benzer anayasalar yaptı. Darbeyi gerçekleştirenler böyle bir paket sunuyor. Bu da yetmiyor, ‘Darbenin sürekliliğini sağlamak lazım’ diyor. Kendilerine muhalif iktidar geldiğinde, anayasa değişmediği takdirde, ilk iktidar değişikliğinde anayasanın özü ve kodları aynı şekilde devam ediyor. Bazı yerlerinde değişiklikler yapıldı yara bantları yapıştırıldı ama buna rağmen her hâliyle ‘yılan’. Bütün kötülükleri içinde barındırıyor. Bu ayıptan kurtulmamız lazım” dedi.

DARBECİ FELSEFE HÂKİM

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum da geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, çağımıza uygun yeni bir anayasa yapılması gerektiğine dikkat çekmişti. Uçum “1982 Anayasası’nın yürürlükte olan 154 maddesinden 103’ünde ya hiç değişiklik olmadı ya da tali değişiklikler yapıldı. 103 maddesi ilk kabul edildiğindeki temel yapılarını aynen koruyor” ifadelerini kullanmıştı.

Mehmet Uçum, Türkiye’nin her ferdinin kendini asli unsuru olarak saydığı kapsayıcı Türk milleti ve Türk vatandaşlığı yaklaşımının esas olduğu kuşatıcı bir anayasaya ihtiyaç duyduğuna dikkat çekmişti.

Dünyada birçok ülke, çağın gereklerine uygun olarak yeni anayasa çalışmaları yapıyor. Son yıllarda Türkmenistan, Kazakistan Özbekistan, Almanya ve İsveç’in de aralarında bulunduğu ülkeler anayasalarında değişikliğe gitti.

Düzenleyen:  - Gündem
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...