Ana-babasına iyilik edenler...

A -
A +

Evlât, ana-babasına şefkat, merhamet ve sevgi ile bakınca ona, böyle bir bakışı için, kabûl edilmiş bir hac sevâbı verilir. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): (Babasına ve annesine merhamet nazarı ile bakan evlâda, hac ve umre sevâbı yazılır) buyurdu. Günde bin defa bakarsa da böyle midir? diye sorulunca: (Günde yüzbin defa baksa da...) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm, (Yâ Rabbî, bana Cennetteki arkadaşımı göster!) dedi. Allahü teâlâ: (Filân şehrin, filân çarşısına git. Orada bir kasap vardır. Yüzü şöyle, boyu şöyledir. Senin Cennetteki arkadaşın odur) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm o dükkâna gitti. Güneş batıncaya kadar orada kaldı. Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp, zembiline (sepet) koydu. Dükkândan ayrılırken, Mûsâ aleyhisselâm, (Ey genç, misâfir için, yanında yer var mı?) buyurdu. Genç (Evet) deyip, beraber gittiler. Eve gelince, genç, bu etten güzel bir çorba pişirdi. Sonra evin bir köşesinden bir zembil daha çıkardı. İçinde çok yaşlı, zayıf, güçsüz bir kadın vardı. Âdeta bir güvercin yavrusunu andırıyordu. Onu zembilden çıkardı. Bir kaşık alıp doyuncaya kadar ağzına yemek koydu. Sonra elbisesini yıkadı, kuruttu ve yine ona giydirdi. Sonra tekrar zembile yerleştirdi. Bu esnâda annesinin dudakları kımıldadı. Sonra adam zembili alıp yerine bıraktı. Bunları gören Mûsâ aleyhisselâm: (Bu yaptıkların nedir?) buyurdu. "Bu benim annemdir" "Bu benim annemdir. Çok yaşlandı. Gücü tâkati yok. Oturacak halde de değildir. Çarşıdan gelince, onu yedirmeden, doyurmadan, ne yerim, ne de içerim" dedi. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm, (O esnâda annenizin dudaklarını kımıldattığını gördüm) buyurdu. "Yâ Rabbî, oğlumu Cehennete Mûsâ aleyhisselâma arkadaş eyle" diye duâ eder" dedi. O zaman Mûsâ aleyhisselâm: (Gözün aydın olsun, Mûsâ benim ve benim Cennetteki arkadaşım sensin" buyurdu. Ana-babaya karşı alçak gönüllü olmalı, yaşadıkları müddetçe onlara hizmet etmeli ve bununla onların rızâlarını kazanmalıdır... Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): (Burnu yere sürtmüştür, burnu yere sürtmüştür) buyurdu. Kimin? Yâ Resûlallah, dediler, (Ana ve babasından birinin veya ikisinin yanında ihtiyarladığı halde, Cennete girmeyenin) buyurdu. Hasan-ı Basrî hazretleri buyurdu ki: "Âlim bir evlâdın anası babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, öf demesi sebebiyle bütün amelleri yok olur." Anne ve babasının beğenmeyerek ben onların oğlu, kızı değilim dememelidir. Çünkü Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Benim annem-babam onlar değildir diyene, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâ'neti olsun. Allahü teâlâ böyle diyenin farz ve nâfilelerini kabûl etmez) buyurdu. Kendi malından, parasından onlara harcamalıdır. Çünkü ana-babasına harcadığından, verdiğinden kendisine suâl olunmaz... Ana-baba hakkını, öldükten sonra da gözetmeli, cenâze namazlarını kılmalı, Allahü teâlâdan, onlar için mağfiret dilemelidir. Hadîs-i şerîfte: (Kul, ana-babasına duâyı terk ederse, dünyada rızkı kesilir) buyuruldu. Ana-babanın vefâtından sonra, verdikleri sözleri ve vasiyetlerini yerine getirmeli, onların dost ve ahbablarına hürmet etmeli ve sevdiklerini ziyâret etmelidir. Ebû Esyed Sâidî (radıyallahü anh) anlatır: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûrunda idik. Benî Seleme'den bir adam geldi "Yâ Resûlallah, annem-babam vefât ettikten sonra, onlar için yapacağım bir iyilik kaldı mı?" dedi. (Evet, onların cenâze namazını kılman, onlar için istiğfar etmen, verdikleri sözleri yerine getirmen, ahbablarına hürmet ve akrabalarını ziyâret ve sıla-i rahm yapman, öldükten sonra haklarında yapacağın iyiliklerdendir) buyurdu. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Ana-babasının -veya bunlardan birinin- kabrini her Cum'a günü ziyâret eden, onlara iyilik yapanlardan yazılır.) "Kabirde arkadaş olur" Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâdan dokuz defa nasîhat istedi. Hepsinde de Cenâb-ı Hak, ana-babaya itâ'at etmesini isteyerek buyurdu ki: (Ana-babasına iyilik edenleri, dünyada sevdiklerim arasına alırım. Kabirde onlara arkadaş olur, mahşerde merhamet ederim. Sırât'ı geçirir, Cennet'te onlarla vâsıtasız konuşurum. Yâ Mûsâ, ana-babanın rızâsı, benim rızâm, onların gadâbı ve öfkeleri ise benim gadâbımdır. Bir kimse, ana-babasına âsî olsa, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabûl etmeyip, onu Cehenneme atarım. Ana-babasına itâ'at eden, bana karşı kusurlu olsa da, onu affederim.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.