Bu müjdeyi herkes duysun!..

A -
A +

Mükellef olan [yâni âkıl ve bâlig olan] her Müslümanın, her gün beş vakit namazı kılması Farz-ı ayndır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde, açıkça bildirilmiştir. Peygamber efendimiz her gün beş vakit namazı cemâatle kılmış, harplerde ve savaşların en şiddetli zamanlarında bile, bu vazifeyi yapmış ve çok kerre (Namazlarınızı, benim kıldığım vakitlerde ve kıldığım şekillerde kılınız) diye emretmiştir. Namaz dînin direğidir. Her kim namazı devam üzere ve ilmihâl kitaplarında bildirildiği gibi, tamam olarak edâ ederse dînini kurmuş, İslâm binasını ayakta durdurmuş olur. Namaz, çirkin, kötü ve yasak olan şeylerden insanları men eder. Günâhların kefâretidir. Güzelliği, diğer ibâdetlerden ayrı olarak, îmân gibi kendindendir. Kendisinde, en ziyâde ibâdetleri toplayan ve insanı Cenâb-ı Hakka en ziyâde yaklaştıran bir ameldir. En üstün ibâdet... Îmândan sonra en üstün ibâdet namazdır. Namaz rûhun gıdâsı, kalbin şifâsıdır. Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek, O'nun karşısına, kendi küçüklüğünü anlamaktır. Bunu anlayan kimse, hep iyilik yapar, hiç kötülük yapmaz. Nefsine uyanın namazı sahih olsa da meyvelerini veremez. Her gün beş kerre, Rabbinin huzurunda olduğuna niyyet eden kimsenin kalbi ihlâs ile dolar. Namazda yapılması emr olunan her hareket, kalbe ve bedene faydalar sağlamaktadır. Câmilerde cemâatle namaz kılmak, Müslümanların kalblerini birbirine bağlar. Aralarında sevgiyi sağlar... Namaza durmak istenince, önce dünya düşüncelerini, Allahü teâlâdan gayri her şeyi hâtırından çıkarıp, Rabbimizin azametini her ân bizi gördüğünü, düşüncelerimizi dahi bildiğini göz önüne getirmeğe çalışmak lâzımdır. Namaz âlemlerin Rabbinin huzûru ve Peygamber efendimizin mi'râcı olduğu için ona çok ehemmiyet vermek gerekir. Hadîs-i şerîfte (Namazın ancak gönül hazır olduğu yeri yazılır, diğeri yazılmaz) buyuruldu. İmâm-ı Gazâlî hazretleri, "Hangi namaz, gönül hazır olmayarak gafletle kılınırsa, rahmetinden ziyâde cezâsı yakındır" buyurmaktadır. Onbeş sıkıntı vardır!.. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Her namaz vakti geldiğinde melekler seslenirler ve derler ki: Ey insanlar! Kalkınız, nefsiniz için yakılmış olan ateşi namaz ile söndürünüz.) (Namazı özürsüz kılmayan kimseye, Allahü teâlâ onbeş sıkıntı verir. Bunlardan altısı dünyada, üçü ölüm zamanında, üçü kabirde, üçü kabirden kalkarkendir. Dünyada olan altı azâb: 1- Namaz kılmayanın ömründe bereket olmaz. 2- Allahü teâlânın sevdiği kimselerin güzelliği, sevimliliği kendinde kalmaz. 3- Hiçbir iyiliğine sevâb verilmez. 4- Duâları kabûl olmaz. 5- Onu kimse sevmez. 6- Müslümanların birbirlerine yaptıkları iyi duâlarının buna faydası olmaz. Ölürken çekeceği azâblar: 1- Zelîl, kötü, çirkin can verir. 2- Aç olarak ölür. 3- Çok su içse de, susuzluk acısı ile ölür. Mezarda çekeceği acılar: 1- Kabir onu sıkar. Kemikleri birbirine geçer. 2- Kabri Cehennem ateşi ile doldurulur. Gece, gündüz onu yakar. Cehennem ateşi dünya ateşine benzemez. 3- Allahü teâlâ, kabrine çok büyük yılan gönderir. Dünya yılanlarına benzemez. Her gün, her namaz vaktinde onu sokar. Bir an bırakmaz. Kıyâmette çekeceği azâblar: 1- Cehenneme sürükleyen azâb melekleri yanından ayrılmaz. 2- Allahü teâlâ, onu kızgın olarak karşılar. 3- Hesâbı çok çetin olup, Cehenneme atılır.) Allah adamları buyuruyor ki, namaza engel, haram lokmadır. Helal lokma yiyen, koşarak namaza gider. Onun için yediklerimize çok dikkat etmemiz lazımdır. "Namaz kılmadın mı?" Eshab-ı kiramdan Ebû Ümâme radıyallahü anh anlatıyor: Resulullah efendimizle beraber mescidde idik. O esnada genç bir adam geldi ve: -Ey Allah'ın Resulü, ben bir günah işledim, cezamı hemen ver, dedi. Resulullah efendimiz, cevap vermediler. Adam tekrar söyledi. Resulullah efendimiz yine sükut buyurdular... Derken namaz vakti girdi. Bilâl-i Habeşî hazretleri ezan-ı Muhammedîyi okudu ve cemaatle o vaktin namazı kılındı... Namazdan çıkınca adam yine "ben bir günah işledim yâ Resulallah, cezamı ver" deyince Peygamber efendimiz sordular; -Sen şimdi bizimle namaz kılmadın mı? -Evet, kıldım yâ Resulallah. Resulullah efendimiz; -O halde ne günahından bahsediyorsun? Allahü teâlâ iki namaz arasındaki günahları siler, buyurdu... Biz kuluz, her zaman günaha düşebiliriz. Ancak, Cenâb-ı Hak, kullarına çok merhametlidir. Günâhları af etmeği çok sever...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.