Cennet cömertlerin yeridir...

A -
A +

Cömertlik, parayı, malı, hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezet almaktır. İslâmiyyetin emrettiği yerlere seve seve vermektir. İyi huyların en yükseklerinden olup âyet-i kerîmelerle ve hadîs-i şerîflerle övülmüştür. Muhammed aleyhisselam, insanların en cömerdi idi. Bir şey istenip de, yok dediği görülmemiştir. İstenilen şey varsa verir, yoksa, cevâb vermezdi. O kadar iyilikleri, o kadar ihsânları vardı ki, Rum imparatorları, İran şâhları, o kadar ihsân yapamazlardı. Fakat kendisi sıkıntı ile yaşamayı severdi. Bir gün adamın biri Resûl-i ekremden bir şey istedi. Yanında bulunan bir koyun sürüsünü adama verdi. Adamcağız kabilesine dönerek, "Geliniz Müslüman olunuz, zîrâ o Peygamber, hiç fakirlikten korkmayan bir kimse gibi hediyelerde bulunuyor" dedi. Bir defasında Peygamber efendimiz eline geçen doksanbin dirhem gümüş parayı hasırın üzerine döktü. Her gelene verdi, tamamen bitirdi. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, bir kuluna mal ve ilim verir, bu kul da harâmlardan kaçınır, akrabâsını sevindirir, malından, hakkı olanları bilip verir ise, Cennetin yüksek derecesine gider.) (İki şeyden birine kavuşan insana gıbta etmek, buna imrenmek yerinde olur. Birincisi; Allahü teâlâ bir kimseye İslâm ilimlerini ihsan eder. Bu da, her hareketini, bilgisine uygun yapar. İkincisi; Allahü teâlâ, birine çok mal verir. Bu kimse de malını, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği yerlere harcar.) (Allahü teâlâ buyurdu ki: Zâtım için râzı olduğum din bu "İslâm" dînidir. Bu dîne yaraşan, ancak cömertlik ve güzel ahlâktır. Gücünüz yettiği kadar, bu iki vasıf ile, bu dîne ikrâm ediniz!) (Allahü teâlâ bütün velîlerini cömert ve güzel ahlâklı kılmıştır.) En faziletli amel... Resûl-i Ekrem "sallallahü aleyhi ve sellem"e hangi amelin daha fazîletli olduğu sorulduğunda (Sabır ve cömertliktir) buyurdu. Yine buyurdu ki: (İki haslet var ki, Allahü teâlâ onları sever ve iki haslete de buğzeder. Sevdiği hasletler; cömertlik ve güzel ahlâktır. Sevmediği iki huy da, kötü ahlâk ve cimriliktir. Allahü teâlâ bir kulunun iyiliğini dilediği zaman, onu, insanların işlerini görmekte istihdâm eder.) (Cömertlik, Cennette bir ağaçtır. Cömert olan, onun bir dalını yakalamıştır. O dal, onu Cennete götürmeden bırakmaz. Cimrilik de Cehennemde bir ağaçtır. Cimri de bu ağacın bir dalına yapışmıştır. O dal, o adamı Cehenneme götürmeden bırakmaz.) (Allahü teâlâ buyuruyor ki; fazîleti, kullarımın merhametli olanlarında arayın, onlara sığının. Zîrâ, ben rahmetimi onlara yerleştirdim. Katı yüreklilerde fazîlet aramayın, zîrâ onlarda da gazâbımı yerleştirdim.) (Cömerdin kusuruna bakmayın. Zîrâ her hatâsında Allahü teâlâ onun elinden tutar.) (Yemek yedirenin rızkının ayağına gelmesi, devenin boynuna dayanmış bıçağın kesmesinden daha sür'atli olur. Allahü teâlâ, yediren kimselerle meleklerine övünür.) (Allah cömerttir, cömertliği ve güzel ahlâkı sever, kötü ahlâkı sevmez.) (Allahü teâlânın birtakım kulları vardır, milletin yararına harcanmak üzere onlara servet vermiştir. Bunlardan cimrilik edenler olursa, o serveti onlardan alır ve başkalarına verir.) Resûl-i Ekrem "sallallahü aleyhi ve sellem"e Anber kabilesinden birtakım esirler getirildi. Resûl-i Ekrem bunlardan yalnız bir tanesinin azâd edilmesini emretti. Bunun üzerine hazret-i Ali suâl etti: - Yâ Resûlallah, Rabbimiz bir, dînimiz bir, bunların hepsinin suçu da bir, bu adamı niçin istisna ediyorsunuz? Resûl-i Ekrem buyurdu ki: - Bana Cebrâil aleyhisselâm geldi ve "Yalnız bu adamı bırak; zîrâ, cömertliğinden dolayı, Allahü teâlânın hoşuna gitti, onu beğendi." En ağır hastalık; cimrilik! Yine buyurdu ki: (Cömerdin yemeği şifâ, cimrinin yemeği ise hastalıktır.) (Cennet cömertlerin yeridir.) (Cömert, Allaha yakın, insanlara yakın, Cennete yakın ve Cehennemden uzaktır. Cimri, Allahtan uzak, insanlardan uzak, Cennetten uzak ve Cehenneme yakındır. Allah katında cömert bir câhil, cimri olan bin âlimden daha sevimlidir. En ağır hastalık, cimrilik hastalığıdır.) (Ümmetimin sâlihlerinin Cennete girmeleri, yalnız namaz ve oruçları sebebiyle değil, cömertlik, gönüllerinde kimseye karşı kin duymamaları ve Müslümanlara nasîhatleri sâyesindedir.) Hazret-i Ali buyurdu ki: "Dünyalığa sâhip olduğun zaman ver! Vermekle mal tükenmez. Dünyalığın azaldığı zaman, yine ver! Çünkü, o devamlı kalmaz."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.