Diyarbakır, şen olasın!

A -
A +

Geçtiğimiz hafta Diyarbakır'a beş günlük bir ziyaret gerçekleştirdik. Dicle Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 2 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen uluslararası 15 Temmuz sempozyumunun açılış oturumuna Prof. Dr. Ömer Çaha ile birlikte konuşmacı olarak davet edilmiştim. Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç’un himayesinde ve İİBF Dekanı Prof. Dr. Seyfettin Aslan'ın organizasyonunda gerçekleşen sempozyum gayet başarılı geçti. Ben, daha sonra, davet üzerine, AK Parti Diyarbakır Gençlik Teşkilatı'nda “Kendiliğinden Oluşan Düzen” hakkında bir konuşma yaptım. Bu da ilgiyle karşılandı. Üniversiteden görevli arkadaşlara ilaveten Muhammed Akar ve Neşet Özden'in de desteğiyle Diyarbakır'da çeşitli yerleri gezdik. Benimle gelen dört arkadaşımın katılımıyla çeşitli temaslarımız ve ziyaretlerimiz oldu… Bu daveti yapan ve bizi ağırlamakta görev alan tüm arkadaşlara minnettarım. Sağ olsunlar, var olsunlar…

 

Diyarbakır ilginç ve kelimenin tam anlamıyla heyecan verici bir şehir. Şehir dinsel ve etnik çeşitliliğin alabildiğine yoğun olduğu bir coğrafya. Bir bakıma Diyarbakır'ın bölgedeki rolü İstanbul'un bütün Türkiye'deki rolüne benzetilebilir. Diyarbakır aynı zamanda çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış ve tarihi birkaç bin yıl öncesine giden kadim bir şehir. Bunu şehrin hemen her yerinde hissetmek mümkün. Diyarbakır deyince akla elbette hemen Kürt problemi geliyor. Bu konuda da gözlemler yapmaya ve insan davranışlarını incelemeye çalıştım. Mesela eski öğrencim ve Bağlar Kaymakamı İsmail Pendik ile yaptığımız fikir alışverişi gayet ilginçti.

 

Bütün bunlara dayanarak şu noktaların altını çizmek istiyorum:

 

Diyarbakır, nüfusu 2 milyonu aşan, Türkiye'nin en önde gelen metropollerinden biri. Artan nüfusa aynı zamanda yükselen zenginlik refakat etmiş. O kadar ki, şehrin yeni yerleşimlerinin, mesela 75. Cadde'nin, İstanbul'dan bir farkı yok. Burada da varlıklı gençler son model arabalara binmiş, yüksek sesle müzik dinleyerek volta atmakta. Bu, şehrin terörle çok şey kaybedeceğinin göstergesi. O yüzden, şehirdeki sosyolojik değişme terörün altyapısını gevşetmekte.

 

Şehirde bilindiği gibi DEM belediyesi var. Önceki belediye başkanının yerine kayyım atanması, başarılı icraatlar yapılmasına rağmen, halkın tepkisini çekmiş. DEM'in başarısı bir bakıma bunun eseri olarak görülebilir. Ancak, DEM her daim aynı pozisyonda kalamayabilir. Her şeyden önce Diyarbakır'da aldığı oylarda azalma var. İkincisi, şehir hizmet bekliyor. DEM belediyesi daha önce olduğu gibi hizmete boş verip “dava” dediği şeyin peşinde koşarsa ve şehir hizmetlerini yerine getirmezse bir sonraki seçimlerde sürpriz yaşayabilir.

 

Halkın genel olarak Kürt meselesinde bir hassasiyeti oluğu kesin. Arkadaşlarımın da işaret ettiği üzere bu problemin ciddî psikolojik boyutları var. Bu çerçevede tüm konuştuğumuz Diyarbakırlılar iktidar bloku içinde MHP'nin söylem ve yaklaşımından şikâyetçi ve genel kanaat Erdoğan'ın MHP tesirinde kaldığı. Bahçeli'nin geçenlerde yaptığı bir konuşmada Şeyh Sait'i “hain” sıfatıyla anması ciddî bir rahatsızlığa sebep olmuş. Bu yoruma kızanlar olabilir ama bu bir tespit ve onların düşüncesi böyle.
Bana kalırsa, Erdoğan Kürt meselesinde Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en cesur adımları atmış lider. Bu, bölgede de biliniyor ve görülüyor. Ancak, bir anlamda denizi geçen Erdoğan'ın derede boğulma ihtimali var. Oysa, söylenecek birkaç güzel söz ve yapılacak birkaç basit iş Kürtlerin gücenikliğini giderebilir. Kürtlerin ve Türklerin kardeş olduğunu ısrarla vurgulamak, Diyarbakır'a giden uçaklarda Kürtçe anonslar da yaptırmak, özellikle Diyarbakır'daki birkaç okulda Kürtçe eğitime imkân tanıyarak halkın ana dilde eğitime ilgisini test etmek gibi adımların atılması gerekiyor.

 

Diyarbakır'dan döndüm ama şehri ve havasını şimdiden özlemeye başladım. Diyarbakır aziz ve muhterem bir Anadolu toprağı…

 

Diyarbakır, şen olasın!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.