Ailton'un ihaneti

Zorla güzellik olmuyor. Çoktandır gönülsüz oynuyor Ailton Beşiktaş'ta. Artık bunu cümle alem biliyor. Daha doğrusu oynamıyor. Aklı çoktan firarlarda. Olmadı, bünyeye uymadı. Sivas'ta gördüğü kırmızı kart için 2 hafta önce Malatya'da fırsat kolladı. Homola'ya bastı, Mustafa Çulcu görmezlikten geldi. Fevzi'ye daldı Çulcu niyetini anlamış olacak ki ödüllendirmedi. Geçen hafta oyundan alınırken değil gelip kulübeye oturmak, en yakın çizgiden kendini dışarı atıp soyunma odasının yolunu tuttu. Ailton Beşiktaş'tan gitmek istiyor. Bunu anladık ama bu vedayı daha şereflice yapsaydı keşke, takıma ihanet edercesine değil... Gelelim maça... Yok yok gelmeyelim... Tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor Beşiktaş. Camia içinde büyük kaos var. Satıldığı iddia edilen şampiyonluklar, engellendiği söylenen projeler, rant peşinde koştuğu ima edilen yöneticiler... Neresinden tutsanız, elinizde kalıyor. Karakartal'ın kara kutusu kim? Çıkıp konuşmalıdır artık. Yoksa takım kötüymüş, hoca yetersizmiş, yönetim basiretsizmiş demekle düzelmez bu işler. Çünkü asıl problem çok daha büyük Beşiktaş'ta. Nasıl ki iki maç kaybetmekle gelinmediyse bu noktaya, iki maç kazanılmakla da düzelmez. Ha, maç mı? Sivas erken bulduğu golün üstüne bir tane daha eklese - ki fırsatı bulmuştu - ilk çeyrekte sona erecekti maç. Ali Tandoğan'ın harika frikiği Kartal'ı maça bağladı. Ailton'un atılması hiç mi hiç etkilemedi. Zaten sahada gölgesi vardı sadece. Oysa Beşiktaş'ın çoktan bu oyuncuya "Gölge etme başka ihsan istemem" demesi gerekiyordu. Beşiktaş'ta oyuncuların sinirleri laçka olmuş. Maç 3-1'e gelmiş, dakika 90 olmuş, bir bakıyorsunuz ağızdan çıkan bir kötü sözle Koray da kızarmış. Beşiktaş'ta her yönden büyük bir revizyon şart. Bu takımın baştan aşağı yenilenmesi lazım. Hepsi bu!..