Çakırkeyif derbi

İstanbul'daki derbi gerginliklerinden uzak ama en az onlar kadar heyecanlı ve çekişmeli bir maç izledik Antalya'da... Maçın ilk yarısında Beşiktaş defans organizasyonlarını çok iyi yaptı, buna karşılık hücumda sıkıntılar yaşadı. Bu bölümde daha çok bireysel çabalar öne çıktı. Ahmet Dursun'un yerine oynayan İbrahim Akın'ın çok koşup, kendine boş alanlar bulma çabası, arkadaki oyuncuların pas verirken onu tercih etmesine, Ailton'un ise pas sıkıntısı yaşamasına sebep oldu. Antalya kampında Tigana ligin ikinci yarısında daha çok genç oyuncu kullanacağı sinyalini verdi. Mehmet Sedef, henüz çok acemi ancak üstüne gidilirse önümüzdeki yıllarda Beşiktaş'ın sol kanadına iyi bir alternatif olabilir. Bu oyuncunun daha 1 yıl önce B Genç takımda olduğunu unutmamak lazım. Aynı şekilde G.Saray'da da Uğur, Efes Cup'taki her iki maçta da ilk onbirde yer alarak takımının gençlik aşısı oldu. İdeal onbirine yakın bir tertiple sahaya çıkan Beşiktaş'ta ilk yarıda Tümer'in usta işi pası, İbrahim'in bitirici vuruşu sonucu belirledi. İkinci yarıda ise G.Saray yüklenmeye başladı. Özellikle Çağdaş'ın defansta aksayan isim olması sarı-kırmızılıların sık sık pozisyona girmesine sebep oldu. Nitekim bunlardan birinde İliç'in usta işi vuruşu beraberliği getirdi. G.Saray'ın hücum ederken geriyi boş bırakması kendileri adına büyük handikaptı. Rakip sahada kaptırılan toplar her defasında Beşiktaş kontra atağı olarak geri döndü. Ancak 3 pozisyonda da İbrahim'in ya çalım sevdası ya da kötü vuruşları G.Saray'ın ucuz kurtulmasına sebep oldu. Sonuçta her iki takım da ikinci yarı hazırlıkları için kendini iyi tarttı. Ligde oynamaya fırsat bulamayan oyuncularının bir büyük maçta neler yapabileceğini gördü. Her iki teknik adamın da önceliği maçı kazanmak değil, yedek oyuncularıyla harmanladıkları takımlarının direncini ölçmekti. Maça bu açıdan bakılırsa keyifli bir derbi gecesi yaşadığımızı söyleyebiliriz...