Futbolun sorunlarına Margaret Thatcher gibi el atılmalı

A -
A +

Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’e yumruk atması ve hakemin yerde tekmelenmesi kabul edilebilir değil. Bunu 'ama’sız, 'fakat’sız dile getirmek gerekiyor... 

 

Türk futbolu bu hâle yeni gelmedi. Sorunlar yumağı orada duruyor ve bu sorunları çözmek için de hiçbir şey yapılmıyor. Şimdiki Türkiye Futbol Federasyonu Merkezi de elini taşın altına koymuyor. 

 

4 Nisan 2015’te Fenerbahçe futbol takımı otobüsü kurşunlandı ve az daha otobüsteki 40 kişi ölecekti. Bu olayın failleri hâlâ ortada yok. TFF bu cinayet teşebbüsünün faillerinin ortaya çıkması için ne yapmaktadır? O gün tek bir maç bile ertelenmemişti.

 

Hakemler hakkında yıllardır herkes her şeyi konuşuyor. Nice eski hakemler her maçı tek tek analiz ediyor. Türkiye’de ne yazık ki hakemlere güven yoktur. Çünkü hakemler ortama bakmaktadır. Kim siyaseten güçlüyse ona göre karar vermektedir. Hakemler maçlara çıkmak istemiyoruz demekte haklılar. O zaman yabancı hakem denenmelidir. Bunu gerçekten söylüyorum. 

 

TFF Başkanı konuşmasında herkesi suçluyor ama kendi yönetimine tek kelime etmiyor. TFF’ye göre sadede kendisi her şeyi belirleyebilir. Hayır, öyle değil. Bu ülkede demokratik standart çerçevesinde herkes fikrini söyler. Hakemler düzgün maç yönetsin, kimse bir şey demez. Ama işi getirip üç beş yorumcuya bağlamak, kendi dışında herkesi suçlu görmek akıl kârı iş değildir. 

 

MHK de işini iyi yapmıyor. Hakemler gözü önündeki penaltıyı vermiyor. Bazen en net pozisyonlarda penaltı çalmayıp işi VAR’a bırakıyorlar. Hakemlere hiçbir takım güvenmiyor. Esas sıkıntı budur. Yoksa maçlar normal yönetilse, adil olunsa kimse bir şey demeyecektir.

 

Hükûmet futbol konusunu boş bırakmamalı. Buradaki yapısal sorunlara el atmalıdır. İngiltere bunu 1985’te yapmıştı. 9 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet gazetesinden okuyalım:

 

“İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher, İngiliz holiganların sebep olduğu Heysel Faciası’nın ardından aldığı radikal kararla, tüm dünyanın takdirini kazanmıştı.

 

Ekonomik ve siyasal alanlarda aldığı radikal kararlarla İngiltere'nin siyasi tarihine damgasını vuran dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, holiganizm karşıtı tavrıyla da dikkati çekmişti. Taviz vermeyen politikalarından dolayı 'Demir Leydi' olarak anılan Thatcher'ın, özellikle Avrupa futbol tarihine 'Heysel Faciası' olarak geçen olaylara karşı takındığı sert tavrı, hâlâ birçok kişi tarafından konuşuluyor.

 

Thatcher, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Liverpool ve Juventus arasında 29 Mayıs 1985 günü Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Heysel Stadı'nda oynanan final maçı öncesinde İngiliz holiganların çıkardığı olaya da demir yumruğunu vurmuştu. 38 İtalyan, 1 Belçikalı taraftarın ölümü, 900'e yakın kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan maçtan önce Liverpoollu holiganlar, İtalyanların bulunduğu bölüme saldırmış, aradaki duvar yıkılmış ve İtalyan taraftarlar yıkılan duvarın altında kalmıştı.

 

Olaylar nedeniyle Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin (UEFA), Liverpool'a vereceği cezayı az bulan Thatcher, ‘Bu hayvanların cezasını ben vereceğim’ demiş ve ülkesinin Avrupa kupalarından 5 yıl menedilmesini göze almıştı.

 

Olaydan 2 gün sonra Thatcher, Liverpool'un Avrupa kupalarından süresiz menedilmesini istemiş, UEFA ise bu cezayı 5 yıla düşürmüştü. İngiliz Başbakan, UEFA 5 yıllık men cezasını da uygulamazsa, İngiltere'nin, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve UEFA'ya üyeliğini feshedeceğini belirtmişti.

 

Bu arada felakete rağmen final maçı boş tribünlere oynanmış, maçı 1-0 kazanan Juventus kupayı kaldırmıştı. Juventus'un golünü, dönemin futbolcusu, UEFA Başkanı Michel Platini penaltıdan atmıştı. Daha sonra Heysel Stadı'nın ismi 'Kral Baudouin' olarak değiştirildi.

 

‘Temizlik operasyonu’ Thatcher'ın, ‘Önce holiganizmi kendi içimizden temizlememiz gerekiyor. Bunda başarılı olursak, gelecekte bir gün belki yeniden Avrupa kupalarına katılabiliriz’ cümlesi, Ada futbolunda gerçekleşen temizlik operasyonunun başlangıcı olarak kabul ediliyor. ‘Orta Çağ Arenası’na dönen statları yeniden bir oyun alanına, gladyatörlere dönüşen seyircileri ise tiyatro seyircisi hâline getiren Thatcher, aldırdığı önlemler ve çıkardığı yasalarla İngiliz futboluna yeniden saygınlık kazandırdı.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.